Merhaba dostlarım albüm kritiklerine tam gaz devam ediyorum. Bu
arada Hürriyet / YazarKafe’de dünkü yazdığım Belphegor albüm kritiğine ret
gelmiş. Neden olarak sitemin ulaşılabilir olmadığını yazmışlar. Tamamen
saçmalık! Büyük ihtimalle albüm kapağını beğenmediler. Ne o öyle ters haçlar,
iskeletler falan fişman! Gerçekten Hürriyet mükemmel bir tutum sergiliyor
yazarlarına karşı. Özellikle kültür sanat adı altında bir şeyler yazıyorsanız
sizi dış kapının dış mandalı yapıyorlar. Sanırım yakında oradaki bütün
yazılarımın geri çekilmesini ve platin üyelik diye adlandırdıkları o yüce
makamdan beni def etmelerini isteyeceğim. Bu kısa bilgilendirmeden sonra
isterseniz bugünün albümüne geçelim. Max Cavalera’yı çok seven biri olarak
bugün sitemde bu adam ve kardeşi Igor Cavalera ile birlikte kurdukları kaya
gibi grup “Cavalera Conspiracy”nin çıkış albümleri olan “Inflikted”ı
inceleyeceğim.
Cavalera Conspiracy’i dinlemek için biraz geç kaldım ama Max’in bir diğer grubu olan Soulfy ile uzun süredir bir bağım var. Artık CC’ye de bir göz atmanın zamanı geldi diye düşünmüştüm. Zaten yarın da bir terslik olmazsa yine sizlerle bir CC albümü ile merhaba diyeceğim. Bunun nedeni Max’in manyak gibi albümler yapmış olmasındandır. 2007 yılında çıkan Inflikted’ı dinlemeye başladığım andan itibaren kafamı sallamaktan bir an olsun kendimi alamadım. Baştan sona yıkım gibi şarkılarla bezeli bu albümü dinlerken kendinizden geçiyorsunuz. Solufly dinlerken de yine aynı hisleri uyandırıyordu bende Max abimiz. Zaten bu adamın anarşik yapısı da beni ayrıca kendisine hayran bıraktırıyor. Brezilya’nın solcu kesiminden gelen, halkın adamı CAVALERA! Geyik bir yana Soulfy’daki şarkı sözlerinin oldukça keskin olduğunu ve politik eğilimini de gösterdiğini biliyoruz. Sepultura’dan ayrıldıktan sonra CC ile muhteşem bir dönüş yaptı Max. Sepultura ise bana sorarsanız eski halini mumla arar oldu. Benim için zayıf, etkisiz bir gruptan daha fazlası değil artık.
Inflikted'i güzel kılan detaylardan biri de bizlerin kalbini çalan bir diğer şeker adam “Joe Duplantier”in (Gojira vokali ve gitaristi) de bu albümde var olması. Bu adamın sesini duyunca da ayrı seviniyorum. Kendine has güzel bir sesi olduğu için dinlemesi oldukça keyif veriyor. Max ile birlikte söyledikleri şarkılar da ayrı güzel olmuş. CC’nin yaptığı tür Thrash Metal ile Death Metal’İn harmanlanası diyebiliriz aslında. İki türden de enstantaneler taşıyor. Fakat Max’in Thrash Metal aşığı olduğunu bildiğimiz için bu yöne olan eğilimin Death Metal’e göre bir tık daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra klasik bir Cavalera ritüeli olarak bu albümde de yine Igor’un davul çalmasının yanında, perküsyonunun başında da olduğunu görüyoruz. Zaten bu duruma Soufly’dan da alışıktım ben. Tradisyonel tınılarla şarkılarına ayrı bir hava katmayı seviyor bu iki birader. Albüm gayet iyi bir prodüksiyon ile kaydedilmiş. Oldukça tok bir sounda sahip genel anlamda. Fakat bu tok soundun içinde kaybolan her hangi bir tiz ses de yok. Daha önce Soulfy dinlediyseniz sizler de ne demek istediğimi muhtemelen anlamışsınızdır. Oldukça gaz bir albüm olduğunu en başında söylemiştim. Genel olarak basit rifflerin tercih edildiği ve bunun yanı sıra bu rifflere eşlik eden hayvan gibi davul çeşitlemeleri ile birlikte kendini dinlettiren bir albüm olmuş Inflikted. Fakat benim için biraz değişik bir deneyim oldu bu defa. Albümü ilk dinlediğim de oldukça mutlu olmuştum ama sonraki dinlemelerimde beşinci veya altıncı şarkıya geldikten sonra albümden sıkılmaya başladım. Sanırım bunun nedeni albümün tek düze ilerliyor olmasından. Evet, arada melodik tınılar, perküsyon çeşitlemeleri dahil oluyor bu sıkılma olayını azaltmak için belki ama ne yazık ki benim sıkılmama mani olamadı.
Albümde toplam 11 şarkı yer alıyor ve albümün toplam süresi yaklaşık 44 dakika kadar. Oldukça ideal bir süreye sahip olmasına rağmen bazı durumlarda sizlere “meeh” dedirtebiliyor. Şahsen bana dedirtti. Keşke perküsyon çeşitlemeleri yerine biraz da riff çeşitlemelerinin üzerine yoğunlaşsalarmış o zaman durum daha iyi olabilirmiş. Bu haliyle de elbette iyi bir albüm bu konuda her hangi bir soru işareti yok. Sadece sizlerde eğer benim gibi baştan sona albümü birden fazla defa dinlemeyi düşünüyorsanız böyle bir etkisi olabiliyor diye uyarmak istedim. Albümdeki enstrümanların ve vokalin uyumu gayet iyi düzeyde. Bundan yana bir sıkıntı çekmedim. Sepultura’dan sonra bence gayet iyi bir geri dönüş albümü olmuş bu Cavalera kardeşler için. Zaten tam gaz yollarına devam ediyorlar. Bu adamları dinlemeyi seviyorum. Max’in sanatçı kişiliğini de çok seviyorum. O yüzden Cavalera Conspiracy yaşayabildiği kadar uzun yaşasın. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8/10
Cavalera Conspiracy’i dinlemek için biraz geç kaldım ama Max’in bir diğer grubu olan Soulfy ile uzun süredir bir bağım var. Artık CC’ye de bir göz atmanın zamanı geldi diye düşünmüştüm. Zaten yarın da bir terslik olmazsa yine sizlerle bir CC albümü ile merhaba diyeceğim. Bunun nedeni Max’in manyak gibi albümler yapmış olmasındandır. 2007 yılında çıkan Inflikted’ı dinlemeye başladığım andan itibaren kafamı sallamaktan bir an olsun kendimi alamadım. Baştan sona yıkım gibi şarkılarla bezeli bu albümü dinlerken kendinizden geçiyorsunuz. Solufly dinlerken de yine aynı hisleri uyandırıyordu bende Max abimiz. Zaten bu adamın anarşik yapısı da beni ayrıca kendisine hayran bıraktırıyor. Brezilya’nın solcu kesiminden gelen, halkın adamı CAVALERA! Geyik bir yana Soulfy’daki şarkı sözlerinin oldukça keskin olduğunu ve politik eğilimini de gösterdiğini biliyoruz. Sepultura’dan ayrıldıktan sonra CC ile muhteşem bir dönüş yaptı Max. Sepultura ise bana sorarsanız eski halini mumla arar oldu. Benim için zayıf, etkisiz bir gruptan daha fazlası değil artık.
Inflikted'i güzel kılan detaylardan biri de bizlerin kalbini çalan bir diğer şeker adam “Joe Duplantier”in (Gojira vokali ve gitaristi) de bu albümde var olması. Bu adamın sesini duyunca da ayrı seviniyorum. Kendine has güzel bir sesi olduğu için dinlemesi oldukça keyif veriyor. Max ile birlikte söyledikleri şarkılar da ayrı güzel olmuş. CC’nin yaptığı tür Thrash Metal ile Death Metal’İn harmanlanası diyebiliriz aslında. İki türden de enstantaneler taşıyor. Fakat Max’in Thrash Metal aşığı olduğunu bildiğimiz için bu yöne olan eğilimin Death Metal’e göre bir tık daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra klasik bir Cavalera ritüeli olarak bu albümde de yine Igor’un davul çalmasının yanında, perküsyonunun başında da olduğunu görüyoruz. Zaten bu duruma Soufly’dan da alışıktım ben. Tradisyonel tınılarla şarkılarına ayrı bir hava katmayı seviyor bu iki birader. Albüm gayet iyi bir prodüksiyon ile kaydedilmiş. Oldukça tok bir sounda sahip genel anlamda. Fakat bu tok soundun içinde kaybolan her hangi bir tiz ses de yok. Daha önce Soulfy dinlediyseniz sizler de ne demek istediğimi muhtemelen anlamışsınızdır. Oldukça gaz bir albüm olduğunu en başında söylemiştim. Genel olarak basit rifflerin tercih edildiği ve bunun yanı sıra bu rifflere eşlik eden hayvan gibi davul çeşitlemeleri ile birlikte kendini dinlettiren bir albüm olmuş Inflikted. Fakat benim için biraz değişik bir deneyim oldu bu defa. Albümü ilk dinlediğim de oldukça mutlu olmuştum ama sonraki dinlemelerimde beşinci veya altıncı şarkıya geldikten sonra albümden sıkılmaya başladım. Sanırım bunun nedeni albümün tek düze ilerliyor olmasından. Evet, arada melodik tınılar, perküsyon çeşitlemeleri dahil oluyor bu sıkılma olayını azaltmak için belki ama ne yazık ki benim sıkılmama mani olamadı.
Albümde toplam 11 şarkı yer alıyor ve albümün toplam süresi yaklaşık 44 dakika kadar. Oldukça ideal bir süreye sahip olmasına rağmen bazı durumlarda sizlere “meeh” dedirtebiliyor. Şahsen bana dedirtti. Keşke perküsyon çeşitlemeleri yerine biraz da riff çeşitlemelerinin üzerine yoğunlaşsalarmış o zaman durum daha iyi olabilirmiş. Bu haliyle de elbette iyi bir albüm bu konuda her hangi bir soru işareti yok. Sadece sizlerde eğer benim gibi baştan sona albümü birden fazla defa dinlemeyi düşünüyorsanız böyle bir etkisi olabiliyor diye uyarmak istedim. Albümdeki enstrümanların ve vokalin uyumu gayet iyi düzeyde. Bundan yana bir sıkıntı çekmedim. Sepultura’dan sonra bence gayet iyi bir geri dönüş albümü olmuş bu Cavalera kardeşler için. Zaten tam gaz yollarına devam ediyorlar. Bu adamları dinlemeyi seviyorum. Max’in sanatçı kişiliğini de çok seviyorum. O yüzden Cavalera Conspiracy yaşayabildiği kadar uzun yaşasın. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8/10
Yorumlar
Yorum Gönder