Black Metal benim en sevdiğim Metal türü oldu bir anda dostlarım. Bu
aşamaya gelene kadar neler geçti başımdan da böylesine tutkulu Black Metal
dinleyicisi oldum? Aslında bunun temellerini atan benim için Ghost’tur.
Diyeceksiniz ki ne alaka? Ghost’un büründüğü ürkütücü şekil ve mistik
soundundan sonra bir anda kendimi şeytana yazılan şarkıları seven biri olarak
buldum. Şeytana yazılan şarkılar dendiğinde ise akla gelen hiç şüphesiz Black
Metal oluyor. Ghost bana hem kendisini hem de Black Metal’i sevdirdi. Bu yüzden
onlara bir kez daha minnettar olduğumu belirtmek isterim. Öyle ki grup ve albüm
keşiflerine çıktığım zaman ilk olarak Black Metal kategorisine göz atıyorum.
Zaten bir göz atayım diyorum 2 saat boyunca çıkamıyorum o kategorinin içinden.
İşte yeni keşiflerimden biri olan “Portal” denen iblis grubun “Vexovoid” adlı albümü oldu.
Albüme geçmeden önce Portal’dan bahsetmek istiyorum dostlarım. Zira bu zamana kadar gördüğüm en dehşet verici görünüme sahip gruplardan biri olma özelliği taşıyor bu ruhsuz kafirler. Avusturyalı Avant-garde Black Metal grubu olan Portal’ı ilk gördüğümde adeta şok oldum dostlarım. Öylesine karanlık bir grup ki daha önce gördüğüm hiçbir Black Metal grubuna benzemiyor. Ghost’un bu grubun giyim tarzından etkilenmiş olabileceğini düşünüyorum. Çünkü arkada enstrüman çalan pisliklerin tarzı Nameless Ghoul’ların tarzı ile neredeyse aynı. Sadece Portal’daki tipsizler altlarına pantolon falan giyiyor. Portal’ın bence en pislik yanı hiç şüphesiz vokal olan dayımız. Birçok farklı kostüm ve maske ile sahne de yer alıyor bu adam. Adam diyorum çünkü yine kimliklerini saklayan bir grup ile karşı karşıyayız. Yine sahne adları ile bu yazıda onlara hitap edeceğim. Grup 1994 yılından bu yana Metal Müzik’in içindeymiş dostlarım ben bunu yeni öğrendim tabi ki. 1994 yılından bu zamana kadar kimliklerini saklayabilmeleri de gerçekten takdire şayan. Gerçi çok popüler bir grup olmayınca haliyle rahatlıkla saklanabiliyor. İsterseniz lafı daha fazla uzatmadan Vexovoid’e geçiş yapalım.
Öncelikle Portal’ın yaptığı Avant-Garde Black Metal biraz değişik dostlarım. Albümün ilk şarkısı olan “Kilter” çalmaya başladığında grubun soundunu Gorgoroth’a benzetmiştim fakat bu sadece sound olarak kaldı. Zira albümün kendine has bir çalma sitili var. Yaratılan besteler oldukça yoğun gitar efektleri içeriyor. Bu efektlerin yanında bir de gitarları “down-tuned” dediğimiz oldukça sarkık tellerle şarkı yaratma sitili ile çalıyorlar dostlarım. Yani albümün akordu oldukça tok bir sese sahip olmuş oluyor böylece. Bütün bunlar yetmezmiş gibi riffler de yine oldukça ilginç bir yapıya sahip. Olur olmadık yerde çıkan cızırtılı küçük rifflerle bezeniyor genelde şarkılar. Tabi ben bunları tanımlarken büyük ihtimalle birçoğunuzun kafasında hiçbir şey yaratılmadı. Bu yazdıklarımı okuduktan sonra albümü dinlerseniz o zaman beni anlarsınız zaten. Avant-Garde Black Metal’de benim için Deathspell Omega zirvedir. Zaten Deathspell Omega’nın yarattığı şarkılar daha fazla rifflerden oluşuyor ve daha teatral bir müzik sunuyor bizlere. Portal’ın yarattığı müzik ise yine kendisinde korku öğelerini barındırıyor fakat bunu yoğun gitar riffleri yerine gitar efektlerinden sağlıyor. Kötü mü peki? Hayır, hiçte değil!
Vexovoid, 2013 yılında çıkmış ve grubun 4. Stüdyo albümüdür. 1994 yılında kurulan bir grup için 2013 yılında 4. Albümü çıkarmak biraz ilginç elbette. Fakat Portal da selefi diğer gruplar gibi ilk zamanlarında daha çok EP’lere yönelmiştir. Albüm sound olarak beni oldukça tatmin etti. Zira böylesine lanetli bir albümün soundu öyle soft bir hava vermemeli. Yukarıda gitar tınılarından bahsetmiştim zaten. Fakat bana göre albümün en vurucu adamı davul çalan “Ignus Fatuus” takma adına sahip olan terbiyesiz adamdır. Davul çeşitlemeleri gerçekten muazzam olmuş. O bozuk gitar rifflerinin arkasına yazılabilecek en iyi davul notalarını yazmış bu arkadaş. “The Curator”un sesi ise her Black Metal grubunda olması gerektiği gibi lanetli ve kulak kanatıcı. Basgitar için çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim arkada kendi çapında takılmış arkadaş. Yapması gerekeni yapmış ne bir tık fazlası ne de aşağısı. Albüm 7 şarkıdan oluşuyor ve albümün toplam süresi 34 dakika dostlarım. Yani oldukça akışkan bir albümden bahsediyoruz. Zaten şarkıların bitişi oldukça tuhaf, bir anda bitiveriyor bazı şarkılar dostlarım.
Portal'ın Vexovoid’i benim için bambaşka bir tecrübe oldu. Dinlerken çok farklı duygular hissettirdi bu albüm bana. Zaten albümü ilk dinleyişimde bu ne ki yahu? diye sordum kendi kendime. Fakat her dinlediğimde daha farklı duygular yaşadım. Genel olarak oldukça karanlık bir albüm olduğunu söyleyebilirim. Güzelce dinledim. Albümü beğendim. Fakat daha iyisi olabilirdi hiç şüphesiz. Daha fazla şarkının yer aldığı ve daha iyi rifflerin yazıldığı bir Vexovoid’i dinleseydim şu an benim için en değerli gruplar arasına girmişti Portal. Fakat bu grubu dinlemeyi bırakacağım anlamına gelmiyor. Yeni albümü de yaklaşıyormuş. Yeni albümünden oldukça farklı beklentilerim var. Eğer Portal bu beklentilerimi karşılarsa bu iblislerin eteğini öpenlerden olurum. Hoşça kalın dostlarım!
Albüm Puanı: 8/10
Albüme geçmeden önce Portal’dan bahsetmek istiyorum dostlarım. Zira bu zamana kadar gördüğüm en dehşet verici görünüme sahip gruplardan biri olma özelliği taşıyor bu ruhsuz kafirler. Avusturyalı Avant-garde Black Metal grubu olan Portal’ı ilk gördüğümde adeta şok oldum dostlarım. Öylesine karanlık bir grup ki daha önce gördüğüm hiçbir Black Metal grubuna benzemiyor. Ghost’un bu grubun giyim tarzından etkilenmiş olabileceğini düşünüyorum. Çünkü arkada enstrüman çalan pisliklerin tarzı Nameless Ghoul’ların tarzı ile neredeyse aynı. Sadece Portal’daki tipsizler altlarına pantolon falan giyiyor. Portal’ın bence en pislik yanı hiç şüphesiz vokal olan dayımız. Birçok farklı kostüm ve maske ile sahne de yer alıyor bu adam. Adam diyorum çünkü yine kimliklerini saklayan bir grup ile karşı karşıyayız. Yine sahne adları ile bu yazıda onlara hitap edeceğim. Grup 1994 yılından bu yana Metal Müzik’in içindeymiş dostlarım ben bunu yeni öğrendim tabi ki. 1994 yılından bu zamana kadar kimliklerini saklayabilmeleri de gerçekten takdire şayan. Gerçi çok popüler bir grup olmayınca haliyle rahatlıkla saklanabiliyor. İsterseniz lafı daha fazla uzatmadan Vexovoid’e geçiş yapalım.
Öncelikle Portal’ın yaptığı Avant-Garde Black Metal biraz değişik dostlarım. Albümün ilk şarkısı olan “Kilter” çalmaya başladığında grubun soundunu Gorgoroth’a benzetmiştim fakat bu sadece sound olarak kaldı. Zira albümün kendine has bir çalma sitili var. Yaratılan besteler oldukça yoğun gitar efektleri içeriyor. Bu efektlerin yanında bir de gitarları “down-tuned” dediğimiz oldukça sarkık tellerle şarkı yaratma sitili ile çalıyorlar dostlarım. Yani albümün akordu oldukça tok bir sese sahip olmuş oluyor böylece. Bütün bunlar yetmezmiş gibi riffler de yine oldukça ilginç bir yapıya sahip. Olur olmadık yerde çıkan cızırtılı küçük rifflerle bezeniyor genelde şarkılar. Tabi ben bunları tanımlarken büyük ihtimalle birçoğunuzun kafasında hiçbir şey yaratılmadı. Bu yazdıklarımı okuduktan sonra albümü dinlerseniz o zaman beni anlarsınız zaten. Avant-Garde Black Metal’de benim için Deathspell Omega zirvedir. Zaten Deathspell Omega’nın yarattığı şarkılar daha fazla rifflerden oluşuyor ve daha teatral bir müzik sunuyor bizlere. Portal’ın yarattığı müzik ise yine kendisinde korku öğelerini barındırıyor fakat bunu yoğun gitar riffleri yerine gitar efektlerinden sağlıyor. Kötü mü peki? Hayır, hiçte değil!
Vexovoid, 2013 yılında çıkmış ve grubun 4. Stüdyo albümüdür. 1994 yılında kurulan bir grup için 2013 yılında 4. Albümü çıkarmak biraz ilginç elbette. Fakat Portal da selefi diğer gruplar gibi ilk zamanlarında daha çok EP’lere yönelmiştir. Albüm sound olarak beni oldukça tatmin etti. Zira böylesine lanetli bir albümün soundu öyle soft bir hava vermemeli. Yukarıda gitar tınılarından bahsetmiştim zaten. Fakat bana göre albümün en vurucu adamı davul çalan “Ignus Fatuus” takma adına sahip olan terbiyesiz adamdır. Davul çeşitlemeleri gerçekten muazzam olmuş. O bozuk gitar rifflerinin arkasına yazılabilecek en iyi davul notalarını yazmış bu arkadaş. “The Curator”un sesi ise her Black Metal grubunda olması gerektiği gibi lanetli ve kulak kanatıcı. Basgitar için çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim arkada kendi çapında takılmış arkadaş. Yapması gerekeni yapmış ne bir tık fazlası ne de aşağısı. Albüm 7 şarkıdan oluşuyor ve albümün toplam süresi 34 dakika dostlarım. Yani oldukça akışkan bir albümden bahsediyoruz. Zaten şarkıların bitişi oldukça tuhaf, bir anda bitiveriyor bazı şarkılar dostlarım.
Portal'ın Vexovoid’i benim için bambaşka bir tecrübe oldu. Dinlerken çok farklı duygular hissettirdi bu albüm bana. Zaten albümü ilk dinleyişimde bu ne ki yahu? diye sordum kendi kendime. Fakat her dinlediğimde daha farklı duygular yaşadım. Genel olarak oldukça karanlık bir albüm olduğunu söyleyebilirim. Güzelce dinledim. Albümü beğendim. Fakat daha iyisi olabilirdi hiç şüphesiz. Daha fazla şarkının yer aldığı ve daha iyi rifflerin yazıldığı bir Vexovoid’i dinleseydim şu an benim için en değerli gruplar arasına girmişti Portal. Fakat bu grubu dinlemeyi bırakacağım anlamına gelmiyor. Yeni albümü de yaklaşıyormuş. Yeni albümünden oldukça farklı beklentilerim var. Eğer Portal bu beklentilerimi karşılarsa bu iblislerin eteğini öpenlerden olurum. Hoşça kalın dostlarım!
Albüm Puanı: 8/10
Yorumlar
Yorum Gönder