Albüm Kritik 152 (The White Stripes / Elephant)

Merhaba dostlarım, naber? Ben de iyiyim. Bugün sizler için sapına kadar bir Rock albümü inceleyeceğim. Rock gruplarını çok fazla bilmiyorum. Bildiğim grup sayısı 10 falandır. Bu bile benim için iyi bir rakam aslına bakarsanız. Sürekli sert müzik ile içli dışlı olduğumdan dolayı. Albümünü inceleyeceğim grup ise bir zamanların en orijinal oluşumlarından biri olan “The White Stripes” dostlarım. The White Stripes’ı böylesine zirveye çıkartan adam ise tüm Rock camiasının başarısını kabul ettiği Jack White’tır. Söz yazarı, besteci, gitarist, piyanist, aktör… vs. şeklinde devam ediyor. Adam bildiğiniz entelektüel mahlukun teki. Hayır kıskanmadım. Bir de yanına eşi olan Megg White’ı almıştır ve böylece The White Stripes’ı oluşturmuştur dostlarım. Megg Jack’e davulda eşlik etmiştir. Peki, bu grubun hangi albümün inceliyorum (sanki başlıkta yazmıyormuş gibi bir de soruyorum)? “Elephant” albümünü irdeliyorum dostlarım, hemen aşağıda.

The White Stripes, benim bu zamana kadar dinlemiş olduğum en iyi Rock grubu oldu dostlarım. Evet, çok iddialı konuşuyorum fakat durum gerçekten böyle. Peki, The White Stripes’ı nasıl keşfettim. Bu keşfedişim yaklaşık 2008 yılına tekabül etmektedir. Yani baya bir zaman geçmiş dostlarım. Albümlerini tabi ki o zamanlar çok bilmiyordum. Ülkemizdeki birçok The White Stripes severlerin %90’ının keşfettiği şekilde o muazzam “Seven Nation Army” adlı süper şarkı ile keşfetmiştim. Ne tesadüftür ki o şarkıda Elephant’ın içinde yer alıyor (hıı tesadüf tabi!). Şarkının klibini MTV’de izlemiştim. Düşünün Elephant albümü 2003 yılında çıkmış olmasına rağmen MTV Türkiye’de hala video klipi dönmekteydi. Ya onda bile geride kalmışız (şaka şaka, biz hep ilerideyiz…) Şarkının klipi o zamanlar beni çok etkilemişti. İçinde iskeletor askerler vardı yahu nasıl etkilemesin? Şarkının kendisi zaten tüm zamanların en iyi Rock şarkılarından biri olarak adlandırılıyor. Hoş o şarkının da “bokunu” (af edersiniz) çıkardılar. Saçma sapan şekilden şekile soktular bir de yetmezmiş gibi futbol maçlarında gol atan takımın jenerik müziği yaptılar. Belki bu tepkime anlam veremiyorsunuz. Fakat ben şarkıların orijinalliğinin bozulmasına ve saçma sapan futbol maçlarında çalınmasından dolayı rahatsız oluyorum.

Grubun prodüksiyon tarzı genellikle 60-70’lerin Rock gruplarına benzerliği ile ön plana çıkıyor dostlarım. Açıkçası The White Stripes’a da bu kayıt tınısı çok yakışıyor. Jack’in zaten gitarı hayvan gibi kullanması ve gitardan her türlü sesi çıkarabilmesi (her türlü!) ayrı bir manyaklık dostlarım. Davul da yine aynı şekilde kaydediliyor elbette. The White Stripes’ın şeker davulcusu Megg’in kullandığı davul tekniği ise basit düzey bir teknik dostlarım. Hemen hemen hiç çeşitleme ve solo göremezsiniz dostlarım. Zaten daha çok Jack’in süper seksi gitar ağlatması ortaya çıkıyor. Elephant albümü için Jack’İn yazdığı şarkıların her biri gerçekten harikulade dostlarım. 1 şarkıdan bile sıkılmadım samimi olarak söylüyorum sizlere. Zaten albüm Seven Nation Army gibi kült bir şarkı ile açılışı yapınca sonraki şarkılardan çok ümitleniyorsunuz. Ne güzeldir ki The White Stripes ümidinizi boşa çıkarmıyor ve sizlere süpersonik bir albüm sunuyor. Albümün isminin Elephant olması acaba şarkıların her birinin akılda kalıcı olmasından mıdır diye düşünmedim değil. Hani fil, fil hafızası, güzel şarkılar… saçmaladım sanırım.

Albümün şöyle bir başarılarına bakayım dedim fakat baya uzun sürecek bu galiba deyip yarıda bıraktım. Dostlarım albüm bütün kritik yazarları tarafından en aşağı 92 notunu almış 100 üzerinden. Grammy’den tutunda diğer birçok müzik ödüllerini toplamış bir albümden bahsediyoruz burada. Albümün bütün şarkılarını severek dinledim fakat benim için vazgeçilmez şarkılar; Seven Nation Army, I Just Don’t Know What To Do With Myself (ki bu şarkı Burt Bacharach ve Hal David coverı bir şarkıdır), The Hardest Button to Button ve Ball and Biscuit’tir. Sizlerin de kesinlikle bu şaheser albüme kulak vermenizi öneririm. Hoşça kalın dostlarım!

Albüm Puanı: 10/10


Yorumlar