Albüm Kritik 151 (Iron Maiden / The "X" Factor)

New Wave of British Heavy Metal, bunu yazdığım zaman şüphesiz aklımıza direkt olarak “Iron Maiden” geliyordur. Yani ben bu akım ismini nerede görsem hemen aklıma bu virtüözler geliyor. Bunun nedeni bu türü Metal dünyasına kazandırmış olmalarıdır elbette. Iron Maiden’ın Metal camiasındaki yeri bambaşkadır. Her daim saygı duyulası gruplardan birisi olmuştur. Özellikle bünyesinde yer alan her bir müzisyenin olağan üstü bir müzikal dehaya sahip olmaları ve bu dehaların sonucunda ortaya muazzam albümler koymaları gerçekten takdire şayandır. Iron Maiden’ın ne kadar ilahi bir grup olduğundan bahsetmeye devam edersem bu giriş sayfalarca sürecektir. O yüzden bu yazının esas konusu ve konuğu olan The “X” Factor albümünün bilinmeyen yolcuğuna çıkalım.

Iron Maiden albümlerini dinlemek bana Klasik Müzik yapıtlarını dinlemek gibi geliyor. Uzun süreli her bir şarkı bünyesinde öylesine riffler, öylesine melodiler barındırıyor ki, şarkının her saniyesi sizleri heyecanlandırmaya yetiyor. Örneğin “The Legacy” şarkısını dinlemeye başladığınızda öylesine yoğun melodi ve riff bombardımanına maruz kalıyorsunuz ki dimağınız tutuluyor. Bunun yanına bir de Bruce’un kallavi sesi eklenince ortaya işte böyle bir başyapıt çıkıyor. The “X” Factor’e kadar her şey harikulade bir muntazamlıkla devam ediyordu Maiden’da ta ki bu albüm çıkana kadar. Yani 1995 yılına kadar… The “X” Factor öncesinde Bruce Dickinson ve Adrian Smith Maiden’dan ayrılmış ve Maiden hayranlarının bir anda galeyana gelmesine neden olmuştur. Öyle ya da böyle Maiden’da artık bu 2 isim yoktu. Haliyle “Fear of The Dark” gibi bir başyapıt albümden sonra Maiden ortaya nasıl bir albüm koyacaktı, bu merak konusuydu.

The "X" Factor'ün kayıt sürecinde Adrian Smith’in yarattığı boşluğu doldurmak yerine, grup 2 gitarist ile devam etme kararı almıştır. Vokalde ise o zamanlar “Wolfsbane” solisti olan Blaze Bayley Maiden kadrosundaki yerini almıştır. Bayley’nin sesini her ne kadar sevsem de elbette bir Bruce değil dostlarım. Çünkü Maiden’ın şarkıları için gidebilecek en iyi ses aralığı o adamda var. Zaten konu sadece ses de değil, Bruce aynı zamanda da harika bir bestecidir. Bir de usta bir pilottur. Aynı zamanda da yazardır. Öf! Sinir bozucu yetenekte bir adam yani! The “X” Factor’ü ilk dinlediğim zaman bunun bir Maiden albümü olup olmadığı konusunda bir şüphe uyanmıştı bende. Bu albümün öncesinde çıkan albümlerin beyin yakıcı yapıları bu albümde kendisini oldukça basitliğe ve sıradanlığa bırakmış. Düşünsenize bu albümün öncesinde Fear of The Dark gibi bir şaheser yaratmışsınız fakat bir sonraki albümünüz bambaşka bir bahçenin meyvesi gibi olmuş. Çok acı değil mi?


Şöyle bir yabancı sitelere göz attıysanız daha önce The “X” Factor için, Iron Maiden’ın en başarısız 2 albümünden birisi olarak gösterildiğini görmüşsünüzdür. Bir diğeri de zaten bu sancılı sürecin diğer meyvesi olan (iyice yeni doğmuş bebek muamelesi yapmaya başladım) “Virtual XI” albümüdür. Bu iki albümün içinde de “X”in yer alıyor olması ve ikisinin de bu derece başarısız albümler olması da mı tesadüf hıııı? Albüm prodüksiyon açısından da ne yazık ki sınıfta kalıyor. Albümün genel tınısı beni çok memnun etmedi ne yazık ki. Bildiğimiz Maiden kalitesini bu albümde ne yazık ki duyamadım ben. Steve Harris’in baskın bas sesi her ne kadar devam etse de önceki albümlerde şahit olduğumuz o dudak uçuklatan bas sololarını bu albümde çok fazla duyamıyoruz.

Albüm için yazılan gitar riffleri öylesine sıradan ki şaşıp kalıyorsunuz (Tabi ki Maiden’ın kendi içinde kıyaslıyorum). Bakın bu albüm belki başka bir grup tarafından yaratılmış olsaydı o zaman daha farklı şeyler söyleyebilirdim. Fakat bu bir Maiden albümü ve böylesi bir Maiden albümüne bünyem alışık değil pek. Bayley, vokal için elinden geleni yapmış ve olmuşta bana göre. Zaten yazılan şarkılar öyle çok opera vokali gerektirecek şarkılar olmadığı için gayet yeterli bir performans sergilemiş. Albümde toplam 11 şarkı var dostlarım. Bu 11 şarkının toplam süresi yaklaşık 71 dakika. Klasik Maiden albümlerinin süresi gibi bir süreye sahip olmasına rağmen, gelin görün ki bu albüm ne yazık ki bu süresiyle daha da sıkıcı bir hal alıyor. Bu albümde diğer şarkılara nazaran daha başarılı bulduğum 2 tane şarkı var. Birincisi “Sign of The Cross” ve bir diğeri ise “Look For The Truth”. Bu iki şarkıyı severek dinliyorum her daim.

The "X" Factor gerçekten de Maiden için ne yazık ki yüz karası bir albüm olarak tarihe geçmiştir. Adiran ve Bruce’un olmamasının grubu bu denli olumsuz etkilemesi ise ayrı bir tartışma konusudur. Özellikle Bruce’un olmamasından dolayı, Maiden’ın şarkı yaratma lokomotifi tamamen Harris’e kaldığından şarkı yaratma yelpazesi dar boğaza düşmüştür. İyi ki Bruce ve Adrian geri döndü Maiden’a da sonrasında mükemmel albümler dinledik dostlarım. Sizler için The “X” Factor’ü değerlendirdim. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!

Albüm Puanı: 6/10


Yorumlar