Merhaba dostlarım bugün sizlere yeni aldığım ve iyi ki de aldığım dediğim
harikulade bir albümden bahsetmek istiyorum. Monolord diye bir grubu keşfettim
geçenlerde. Spotify üzerindeki keşiflerim sırasında denk geldiğim “Rust”
şarkılarını dinleyip adeta mest oldum. Daha sonra bu şarkının grubun bu yıl
çıkardığı albümlerinin de adı aldığını öğrendim ve sadece bu şarkıya güvenip
albümü satın aldım. Satyricon’un hayal kırıklığından sonra aslında böyle bir
şey yapmak çokta akıl karı bir iş değildi ama ne şanstır ki bu defa hayal
kırıklığı yerini mutluluğa bıraktı. Nasıl edebi cümle kurdum ama?
Monolord'un güzel bir grup olmasının başlıca nedeni müzikten önce İsveçli olmalarından ötürüdür. Yani yine İskandinav yöresi ve yine güzide bir grubu bizlere armağan etmiş oldu bu güzide topraklar. 2013 yılında kurulmuş olan İsveçli Monolord’un yaptığı müziğin türüne Doom Metal ve Occult Rock diyebiliriz. Fakat Doom Metal daha da ağır basıyor. Grubun albümünü dinlerken aslına bakarsanız beni mutlu etmesinin en büyük nedeni uzun zamandır güzel bir Doom Metal albümü dinlememiştim. Aslına bakarsanız Monolord’un Rust’ının metronomu ve tınısı bana Skepticism’i anımsatmadı değil. Tabi ki Skepticism kadar düşük bir temposu yok ama yine de yakın bir tempoda olduğunu söyleyebilirim. Zaten yakın yavaşlıkta bir tempo olmaması da Monolord’u daha dinlenebilir kılıyor.
Rust, prodüksiyon açısından oldukça kalın ve tok bir ses alt yapısına sahip dostlarım. Gitarların gürültü seviyesi oldukça yüksek fakat bu gürültü çiğ bir gürültü değil tam tersine oldukça kalın sesten oluşan bir gürültü dostlarım. Böyle bir ses tınısı aslına bakarsanız dinlediğinizde kulaklarınızı biraz rahatsız edebiliyor. Bir de benim gibi kulak içi kulaklıklarla müzik dinlemeyi seven biriyseniz ses şiddetini çok fazla yükseltmemenizi tavsiye ederim. Özellikle basgitarın oldukça yoğun baskısını duyacaksınız zaten dinlediğinizde. Albümde yer alan 6 şarkının toplam süresi 54 dakika dostlarım. Yani şarkıların uzun olduğunu söyleyebiliriz. Albüm için yazılmış gitar riffleri genellikle sıradan rifflerden oluşuyor dostlarım. Gitarların öyle şaha kalktığını göremiyorsunuz. Doom Metal’de aslında efsane riffler görmeye alışmış biri olarak ben böylesine sıradan riffleri Monolord’a yakıştıramadım. Daha yeni bir grup olduklarından dolayı ileriki çalışmalarında bu konuda da kendilerini geliştireceklerini düşünüyorum. Albümdeki şarkıları seslendiren Thomas Jäger (soy ismi çok güzel)’in sesini de oldukça beğendim dostlarım. Oldukça sofistike bir sese sahip güzel dostumuz. Ben kendisini dinlemekten oldukça zevk aldım.
Monolord'un Rust’ını dinlemek beni oldukça mutlu ediyor. Doom Metal’e olan sevgimin de elbette bunda katkısı var. Fakat henüz yeni sayılabilecek bir grubun böylesine güzide işlerle çıkıyor olması ve yine İskandinavya’dan bizlere sesini duyuyor olması da ayrı bir taktire şayan olay. Sizlere bu albümü tavsiye ediyorum dostlarım. Şu sıralar farklı şeyler arıyorsanız Rust’a bir kulak verin derim. Şimdilik kendinize iyi bakın ve hoşça kalın dostlarım!
Monolord'un güzel bir grup olmasının başlıca nedeni müzikten önce İsveçli olmalarından ötürüdür. Yani yine İskandinav yöresi ve yine güzide bir grubu bizlere armağan etmiş oldu bu güzide topraklar. 2013 yılında kurulmuş olan İsveçli Monolord’un yaptığı müziğin türüne Doom Metal ve Occult Rock diyebiliriz. Fakat Doom Metal daha da ağır basıyor. Grubun albümünü dinlerken aslına bakarsanız beni mutlu etmesinin en büyük nedeni uzun zamandır güzel bir Doom Metal albümü dinlememiştim. Aslına bakarsanız Monolord’un Rust’ının metronomu ve tınısı bana Skepticism’i anımsatmadı değil. Tabi ki Skepticism kadar düşük bir temposu yok ama yine de yakın bir tempoda olduğunu söyleyebilirim. Zaten yakın yavaşlıkta bir tempo olmaması da Monolord’u daha dinlenebilir kılıyor.
Rust, prodüksiyon açısından oldukça kalın ve tok bir ses alt yapısına sahip dostlarım. Gitarların gürültü seviyesi oldukça yüksek fakat bu gürültü çiğ bir gürültü değil tam tersine oldukça kalın sesten oluşan bir gürültü dostlarım. Böyle bir ses tınısı aslına bakarsanız dinlediğinizde kulaklarınızı biraz rahatsız edebiliyor. Bir de benim gibi kulak içi kulaklıklarla müzik dinlemeyi seven biriyseniz ses şiddetini çok fazla yükseltmemenizi tavsiye ederim. Özellikle basgitarın oldukça yoğun baskısını duyacaksınız zaten dinlediğinizde. Albümde yer alan 6 şarkının toplam süresi 54 dakika dostlarım. Yani şarkıların uzun olduğunu söyleyebiliriz. Albüm için yazılmış gitar riffleri genellikle sıradan rifflerden oluşuyor dostlarım. Gitarların öyle şaha kalktığını göremiyorsunuz. Doom Metal’de aslında efsane riffler görmeye alışmış biri olarak ben böylesine sıradan riffleri Monolord’a yakıştıramadım. Daha yeni bir grup olduklarından dolayı ileriki çalışmalarında bu konuda da kendilerini geliştireceklerini düşünüyorum. Albümdeki şarkıları seslendiren Thomas Jäger (soy ismi çok güzel)’in sesini de oldukça beğendim dostlarım. Oldukça sofistike bir sese sahip güzel dostumuz. Ben kendisini dinlemekten oldukça zevk aldım.
Monolord'un Rust’ını dinlemek beni oldukça mutlu ediyor. Doom Metal’e olan sevgimin de elbette bunda katkısı var. Fakat henüz yeni sayılabilecek bir grubun böylesine güzide işlerle çıkıyor olması ve yine İskandinavya’dan bizlere sesini duyuyor olması da ayrı bir taktire şayan olay. Sizlere bu albümü tavsiye ediyorum dostlarım. Şu sıralar farklı şeyler arıyorsanız Rust’a bir kulak verin derim. Şimdilik kendinize iyi bakın ve hoşça kalın dostlarım!
Yorumlar
Yorum Gönder