Serin bir yaz akşamı ve yazı yazmak için gerekli olan ortamı yaratmışken
hemen bilgisayarımın başına geçip sizlere dinlediğim bir Hard Rock albümünden bahsedeyim dedim. Genellikle oldukça pislik şeyler dinlediğim şu
sıralarda araya şekerli leblebi gibi nispeten daha yumuşak albümleri de katmaya
çalışıyorum. Tabi bu yumuşaklığı Black ve Death Metal ile kıyaslamak gerek.
Bugün sizler için ilk defa dinlediğim bir grup olan Stone Temple Pilots adlı
grubun “Core” isimli ilk albümlerini inceleyeceğim dostlarım. Arkanıza
yaslanmayı unutmayın okurken, beliniz ağrımasın.
Özel yazı dizisinin son yazısını da dün yayımladığımdan dolayı artık albüm kritiklerine daha çok ağırlık verebilirim dostlarım. Hangi albümlerin kritiklerini yazacağımın çizelgesini de dün itibari ile oluşturdum. Birçoğu benim yeni keşfettiğim gruplardan oluşuyor olacak. O yüzden ben yazmak için sabırsızlanıyorum. Şimdi gelelim Stone Temple Pilots’ın müzik piyasasına giriş yaptıkları çekirdek albümleri “Core”a. Bu albümü özellikle seçmiş falan değilim dostlarım. Dediğim gibi kaşifliğimin bir ganimeti olarak bu albümü edindim. Albümden dinlediğim ilk şarkı “Sex Type Thing” adlı parça oldu. Bu şarkıyı dinledikten sonra bu albümü incelemeye karar verdim esasen. İlgimi çekti. Şarkı her ne kadar öyle süper bir şarkı olmasa da uzun bir süredir böyle bir albümü incelemediğimden ötürü değerlendirmek istedim. Stone Temple Pilots aslına bakarsanız oldukça eski bir grup dostlarım. 1985 yılında grubun temelleri atılmış fakat ilk albümleri 7 yıl sonra çıkarmışlardır. Grubun tarihçesinden burada çok fazla bahsetmeyeceğim dostlarım onun yerine albümün derinliklerine inmek istiyorum bir an önce.
1992 yılında piyasaya çıkmış olmasına rağmen oldukça güzel bir kayıt kalitesi ile geliyor Core. Gerçi bu prodüksiyon işi 1990 yılından sonra bir kıstasa oturtulmuştu. Öyle çok kötü prodüksiyonlu Metal albümlerini görmedik 2000li yıllara kadar. 2000li yıllardan sonra bir saçmalık dönemecine girildiğini hepimiz kabullenmeliyiz bence. Temiz kayıtlı albümler yapmak yerine daha farklı şeylerle gruplar bizlere el salladı. Stone Temple Pilots her ne kadar Hard Rock grubu olarak geçse de Grunge, Punk ve Alternative Rock etkilerini de yarattıkları şarkılarda duyabiliyorsunuz dostlarım. Çok fazla dinlediğim türler arasında olmasa da yukarıda saydığım bu 3 tür, Core bana hiçte fena bir albüm olarak belirmedi. Albümün kaydında kullanılan bütün enstrümanların sesini çok beğendim. Oldukça kıvamlı bir prodüksiyon çalışması olmuş. Basgitar tınılarını oldukça belirgin bir şekilde duyuyorsunuz. Ben açıkçası bu özelliğinden dolayı baya beğendim Core’u. Her tür için elbette çok güzel durmuyor basgitarın böylesine belirgin olması fakat Stone Temple Pilots’ın albümüne oldukça fazla yakışmış. Albüm ritim olarak genellikle yavaş ve orta bir ritimde seyrediyor. Öyle hardcore kafa sallayacağınız parçaların yer aldığı bir albüm değil. Zaten Stone Temple Pilots bana biraz Nirvana havası barındırıyor gibi geldi. Vokalde bile bunu fark edebiliyorsunuz dostlarım. Bir Kurt Cobain gibi şarkı söyleme öykünmesi var sanki.
Albüm için yazılan riffler genellikle basit ve orta zorlukta rifflerden oluşuyor. Tabi rifflerin basit veya zorluğu bir albümün güzel olup olmamasını tek başına değerlendirmeye yetmez. Fakat benim birkaç defa dinlememden sonra çıkardığım sonuç, albümde yer alan şarkıların çok fazla yaratıcı rifflerden oluşmuyor olması yönünde oldu. Bu da haliyle yavan bir albüm dinliyormuşsunuz hissini veriyor. Albümü büyük bir hevesle dinlemeye başladım ama aynı hevesle sonunu getiremedim zaten. Albüm kötü bir albüm değil fakat grubun ilk albümünün daha vurucu bir albüm olmasını isterdim. Zaten dinlemeden önceki aklımdaki düşünce bu yöndeydi. Genellikle ilk albümler grupların patlama yaptıkları albümler olduğundan Stone Temple Pilots’tan beklentim de bu yöndeydi. Olmadı. Albümde yer alan bütün şarkıların bestecisi DeLeo’dur. Birkaç şarkı da diğer elemanların da katkısı var. DeLeo oldukça iyi bir besteci olarak gösteriliyor dostlarım. Evet, iyi bir besteci fakat benim için öyle çokta efsane değil. Grubun diğer albümlerini de dinlemek lazım elbette bu kanıya %100 varabilmek için. Albümde 12 şarkı yer alıyor dostlarım. Açıkçası ben albümü dinlerken 7. Şarkıdan sonra sıkılmaya başladım. 2 defa baştan sona dinlemiş biri olarak bu albümü bir daha baştan sona dinleyebileceğimi düşünmüyorum. Şimdilik albümden bahsedeceklerim bunlar dostlarım. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 6/10
Özel yazı dizisinin son yazısını da dün yayımladığımdan dolayı artık albüm kritiklerine daha çok ağırlık verebilirim dostlarım. Hangi albümlerin kritiklerini yazacağımın çizelgesini de dün itibari ile oluşturdum. Birçoğu benim yeni keşfettiğim gruplardan oluşuyor olacak. O yüzden ben yazmak için sabırsızlanıyorum. Şimdi gelelim Stone Temple Pilots’ın müzik piyasasına giriş yaptıkları çekirdek albümleri “Core”a. Bu albümü özellikle seçmiş falan değilim dostlarım. Dediğim gibi kaşifliğimin bir ganimeti olarak bu albümü edindim. Albümden dinlediğim ilk şarkı “Sex Type Thing” adlı parça oldu. Bu şarkıyı dinledikten sonra bu albümü incelemeye karar verdim esasen. İlgimi çekti. Şarkı her ne kadar öyle süper bir şarkı olmasa da uzun bir süredir böyle bir albümü incelemediğimden ötürü değerlendirmek istedim. Stone Temple Pilots aslına bakarsanız oldukça eski bir grup dostlarım. 1985 yılında grubun temelleri atılmış fakat ilk albümleri 7 yıl sonra çıkarmışlardır. Grubun tarihçesinden burada çok fazla bahsetmeyeceğim dostlarım onun yerine albümün derinliklerine inmek istiyorum bir an önce.
1992 yılında piyasaya çıkmış olmasına rağmen oldukça güzel bir kayıt kalitesi ile geliyor Core. Gerçi bu prodüksiyon işi 1990 yılından sonra bir kıstasa oturtulmuştu. Öyle çok kötü prodüksiyonlu Metal albümlerini görmedik 2000li yıllara kadar. 2000li yıllardan sonra bir saçmalık dönemecine girildiğini hepimiz kabullenmeliyiz bence. Temiz kayıtlı albümler yapmak yerine daha farklı şeylerle gruplar bizlere el salladı. Stone Temple Pilots her ne kadar Hard Rock grubu olarak geçse de Grunge, Punk ve Alternative Rock etkilerini de yarattıkları şarkılarda duyabiliyorsunuz dostlarım. Çok fazla dinlediğim türler arasında olmasa da yukarıda saydığım bu 3 tür, Core bana hiçte fena bir albüm olarak belirmedi. Albümün kaydında kullanılan bütün enstrümanların sesini çok beğendim. Oldukça kıvamlı bir prodüksiyon çalışması olmuş. Basgitar tınılarını oldukça belirgin bir şekilde duyuyorsunuz. Ben açıkçası bu özelliğinden dolayı baya beğendim Core’u. Her tür için elbette çok güzel durmuyor basgitarın böylesine belirgin olması fakat Stone Temple Pilots’ın albümüne oldukça fazla yakışmış. Albüm ritim olarak genellikle yavaş ve orta bir ritimde seyrediyor. Öyle hardcore kafa sallayacağınız parçaların yer aldığı bir albüm değil. Zaten Stone Temple Pilots bana biraz Nirvana havası barındırıyor gibi geldi. Vokalde bile bunu fark edebiliyorsunuz dostlarım. Bir Kurt Cobain gibi şarkı söyleme öykünmesi var sanki.
Albüm için yazılan riffler genellikle basit ve orta zorlukta rifflerden oluşuyor. Tabi rifflerin basit veya zorluğu bir albümün güzel olup olmamasını tek başına değerlendirmeye yetmez. Fakat benim birkaç defa dinlememden sonra çıkardığım sonuç, albümde yer alan şarkıların çok fazla yaratıcı rifflerden oluşmuyor olması yönünde oldu. Bu da haliyle yavan bir albüm dinliyormuşsunuz hissini veriyor. Albümü büyük bir hevesle dinlemeye başladım ama aynı hevesle sonunu getiremedim zaten. Albüm kötü bir albüm değil fakat grubun ilk albümünün daha vurucu bir albüm olmasını isterdim. Zaten dinlemeden önceki aklımdaki düşünce bu yöndeydi. Genellikle ilk albümler grupların patlama yaptıkları albümler olduğundan Stone Temple Pilots’tan beklentim de bu yöndeydi. Olmadı. Albümde yer alan bütün şarkıların bestecisi DeLeo’dur. Birkaç şarkı da diğer elemanların da katkısı var. DeLeo oldukça iyi bir besteci olarak gösteriliyor dostlarım. Evet, iyi bir besteci fakat benim için öyle çokta efsane değil. Grubun diğer albümlerini de dinlemek lazım elbette bu kanıya %100 varabilmek için. Albümde 12 şarkı yer alıyor dostlarım. Açıkçası ben albümü dinlerken 7. Şarkıdan sonra sıkılmaya başladım. 2 defa baştan sona dinlemiş biri olarak bu albümü bir daha baştan sona dinleyebileceğimi düşünmüyorum. Şimdilik albümden bahsedeceklerim bunlar dostlarım. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 6/10
Yorumlar
Yorum Gönder