Merhaba dostlarım bugün metalden biraz uzaklaşacağız ama öyle çok
uzaklaşmayacağız. Yani aslında tür olarak uzaklaşacağız fakat bu türü icra eden
adamdan dolayı da çok fazla uzaklaşmayacağız. Böylesine garip bir giriş tabi ki
sadece benden beklenirdi. Ne diyor bu adam diye etrafa saldırmayın birazdan her
şeyi netliğe kavuşturacağım. Black Metal ve Death Metal türlerini öküz gibi bir
şekilde icra eden Behemoth’un kurucusu olan Nergal (namı diğer Adam Darski)’in
Blues ve Country tarzında ortaya çıkarttığı yeni projesi olan “Me and That Man”
adlı grubunun ilk albümü olan “Songs of Love and Death” bugün sizlere
bahsedeceğim albüm oluyor. Daha önce hiç bu tür bir albüm incelemediğim için
yazarken parmaklarımın titremesine engel olamıyorum. Bir bardak su içip
geliyorum (2 dk sonra). Geldim.
Blues ve Country dinlemişliğim var öncelikle bunu belirtmek istiyorum. Yani öyle yabani değilim bu iki türe karşı da. Hatta üniversite öğrencisiyken Efes’in gerçekleştirdiği Blues festivaline de gitmişliğim de vardır. Country Müzik ise benim böyle kuşları, böcekleri düşündüğüm, mavi gökyüzünün en ucunda yükselen güneşin yüzüme ılık ılık vurduğu zamanlarda dinlediğim beni mutlu eden bir türdür. Bu türü icra eden sanatçıları her ne kadar tanımasam da, radyoyu açıp 1 saat boyunca hiç sıkılmadan bu türde icra edilmiş şarkıları dinlerim. Özellikle bu türe karşı olan sevgim “Into The Wild” adlı muhteşem filmin müziklerinden dolayı olmuştur. Eddie ağabeyimizin efsane şarkılarıyla bezenmiş bu filmi izlemeyenler varsa da bir köşede gitsin utansın. Onlara yapacak bir şeyim yok. Açıkçası böylesine akustik tınıların yoğun olduğu müzikleri dinlemeyi pek tercih eden biri değilimdir. Özellikle de öküz gibi sert müzik yapan bu ağabeylerimizin yan proje adı altında böylesine hafif türlerde albümler ortaya koymasına da ifrit olan biriyimdir. Gel gelelim işin ucunda Nergal ve Behemoth olunca ortaya çıkacak olan akustik bir albümün de yine karanlıklar ve türlü pislikler barındıracağını düşünerek bu albümü edinip dinlemeye başladım.
Yanıldım. Evet, ilk başta bunu söylemek istedim. Böyle karanlık atmosferlerle bezeli şarkıları ne yazık ki bulamadım albümde. Yahu bari bir iki tane koysaydın be abi diye de haykırdım içten içe. Nergal, Me and That Man’de Behemoth’tan tamamen uzaklaşmak istediğini bizlere anlatıyor. Aslında bu yaptığını bir noktada mantıklı ve doğru bir adım olarak da buluyorum. Çünkü “The Satanist” öyle bir albüm oldu ki Behemoth’un mükemmellikten daha da üstün bir iş ortaya koyması gerekiyordu. Bunun bilincinde olan Nergal’de kafayı boşaltmak adına böyle bir yan proje ortaya çıkarmış olabilir. Benim düşüncem bu yönde. Hadi hadi size de mantıklı geldi değil mi? Me and That Man’de ki “Me=Nergal”, “That Man=John Porter” denilen Country Müzikçi bir dayıdır. Bu iki adamın birlikte çalıp söylediği bir gruptur yani Me and That Man.
Öncelikle Nergal’in clean vokal sesine pek alışamadım. Yani bir garip
geliyor benim kulağıma. Evet, yaptığı müzik ile güzel duran bir tarafı var
fakat ben o güzelliğin de öyle aman aman olduğunu söyleyemeyeceğim. Yani
bestelenen şarkılar da çok öne çıkamıyor sesi. Kaldı ki John Porter’ın da
sesini beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Arkadaş bende mi bir terslik var acaba?
Sanırım sorunun en büyüğü bestelenen şarkılarda yatıyor. Albümü baştan sona 3
kere dinleyen biri olarak ne yazık ki şarkıların çok basit olduğunu söylemem
gerekiyor. Yaratıcılık adına çok fazla bir şey duyamıyorsunuz ne yazık ki.
Kaldı ki Country Müzik’te yer alan bir çok enstrüman da bu albümde kullanılmış.
Mızıka soloları, keman gıygıylaması ve klavye tınılarının hepsi var. Fakat
benim için çok tek düze bir albüm olmuş Songs of Love and Death. Özellikle Ain’t
Much Loving adlı parça da resmen rezillik söz konusu diyebilirim. Yani o
vokaller nedir arkadaş? Kulağınız geçici sağırlık mı yaşadı bu şarkı
kaydedilirken? Şarkıların hepsinde zaten bir kopukluk var. Yani sizi kendisine
çekemiyor bir türlü. Beni çekemedi mesela.
Olmamış be Nergal üstat! Şarkıları her dinlediğim de güzel bir şeyler bulacağım diye çabalıyorum ama ne yazık ki bulamıyorum. Bakın bu değerlendirmeleri tamamen Metal’den uzak bir şekilde değerlendiriyorum. Ona rağmen beni mutlu etmiyor bu albüm. Hatta oturdum bu albümün kritiğini yazmadan önce Country Müzik radyosu açtım dinledim. Yani Nergal kusura bakmasın da baya amatör bir iş ortaya koymuş. O “That Man” (John Porter)’da kurtaramamış bu albümü. Nergal’in farklı tatlar denemek istediği için giriştiği bu proje ne yazık ki benim için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Açıkçası Nergal damarlarında dolaşan o Satanizmin etkisi ile şarkılar yaratsaydı ortaya daha sofistike şeyler çıkacağına eminim. Fakat ağabeyimiz bu şekilde uygun görmüş. Albümde yer ala şarkıların birçoğunda yine Nergal’in şeytana olan sempatizanlığını görebiliyorsunuz ama sadece şarkı sözlerinde. Önde çalan o duygusal ve hafif meşrep müziğin gerisinde böylesi şarkı sözlerinin yer alması çok da etkileyici olmamış. Özetle söylemem gerekirse Me and That Man ne yazık ki ilk albümü ile başarısız olmuş bir girişim gibi duruyor. Eğer Nergal bunu devam ettirmek istiyorsa, ki bence ettirmesin, tamamen farklı şeyler denemesi gerektiğini düşünüyorum. 2017 yılı için Nergal ve John Porter iş birliğinin pek de doğru bir iş birliği olduğunu söylemek zor. Fakat Me and That Man’i benim gibi merak edenler varsa bir kulak vermeliler yine de. Belki sizler benim göremediğim ve duyamadığım şeyleri fark edeceksiniz. Eğer fark ederseniz de lütfen bana da yazın buradan. Şimdilik hoşça kalın!
NOT: Aşağıda var olan ilk klip “My Church Is Black” +16 yaş grubunun izlemesi gereken türdendir. Bilginize.
Albüm Puanı: 5,5/10
Blues ve Country dinlemişliğim var öncelikle bunu belirtmek istiyorum. Yani öyle yabani değilim bu iki türe karşı da. Hatta üniversite öğrencisiyken Efes’in gerçekleştirdiği Blues festivaline de gitmişliğim de vardır. Country Müzik ise benim böyle kuşları, böcekleri düşündüğüm, mavi gökyüzünün en ucunda yükselen güneşin yüzüme ılık ılık vurduğu zamanlarda dinlediğim beni mutlu eden bir türdür. Bu türü icra eden sanatçıları her ne kadar tanımasam da, radyoyu açıp 1 saat boyunca hiç sıkılmadan bu türde icra edilmiş şarkıları dinlerim. Özellikle bu türe karşı olan sevgim “Into The Wild” adlı muhteşem filmin müziklerinden dolayı olmuştur. Eddie ağabeyimizin efsane şarkılarıyla bezenmiş bu filmi izlemeyenler varsa da bir köşede gitsin utansın. Onlara yapacak bir şeyim yok. Açıkçası böylesine akustik tınıların yoğun olduğu müzikleri dinlemeyi pek tercih eden biri değilimdir. Özellikle de öküz gibi sert müzik yapan bu ağabeylerimizin yan proje adı altında böylesine hafif türlerde albümler ortaya koymasına da ifrit olan biriyimdir. Gel gelelim işin ucunda Nergal ve Behemoth olunca ortaya çıkacak olan akustik bir albümün de yine karanlıklar ve türlü pislikler barındıracağını düşünerek bu albümü edinip dinlemeye başladım.
Yanıldım. Evet, ilk başta bunu söylemek istedim. Böyle karanlık atmosferlerle bezeli şarkıları ne yazık ki bulamadım albümde. Yahu bari bir iki tane koysaydın be abi diye de haykırdım içten içe. Nergal, Me and That Man’de Behemoth’tan tamamen uzaklaşmak istediğini bizlere anlatıyor. Aslında bu yaptığını bir noktada mantıklı ve doğru bir adım olarak da buluyorum. Çünkü “The Satanist” öyle bir albüm oldu ki Behemoth’un mükemmellikten daha da üstün bir iş ortaya koyması gerekiyordu. Bunun bilincinde olan Nergal’de kafayı boşaltmak adına böyle bir yan proje ortaya çıkarmış olabilir. Benim düşüncem bu yönde. Hadi hadi size de mantıklı geldi değil mi? Me and That Man’de ki “Me=Nergal”, “That Man=John Porter” denilen Country Müzikçi bir dayıdır. Bu iki adamın birlikte çalıp söylediği bir gruptur yani Me and That Man.
John Porter - Nergal |
Olmamış be Nergal üstat! Şarkıları her dinlediğim de güzel bir şeyler bulacağım diye çabalıyorum ama ne yazık ki bulamıyorum. Bakın bu değerlendirmeleri tamamen Metal’den uzak bir şekilde değerlendiriyorum. Ona rağmen beni mutlu etmiyor bu albüm. Hatta oturdum bu albümün kritiğini yazmadan önce Country Müzik radyosu açtım dinledim. Yani Nergal kusura bakmasın da baya amatör bir iş ortaya koymuş. O “That Man” (John Porter)’da kurtaramamış bu albümü. Nergal’in farklı tatlar denemek istediği için giriştiği bu proje ne yazık ki benim için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Açıkçası Nergal damarlarında dolaşan o Satanizmin etkisi ile şarkılar yaratsaydı ortaya daha sofistike şeyler çıkacağına eminim. Fakat ağabeyimiz bu şekilde uygun görmüş. Albümde yer ala şarkıların birçoğunda yine Nergal’in şeytana olan sempatizanlığını görebiliyorsunuz ama sadece şarkı sözlerinde. Önde çalan o duygusal ve hafif meşrep müziğin gerisinde böylesi şarkı sözlerinin yer alması çok da etkileyici olmamış. Özetle söylemem gerekirse Me and That Man ne yazık ki ilk albümü ile başarısız olmuş bir girişim gibi duruyor. Eğer Nergal bunu devam ettirmek istiyorsa, ki bence ettirmesin, tamamen farklı şeyler denemesi gerektiğini düşünüyorum. 2017 yılı için Nergal ve John Porter iş birliğinin pek de doğru bir iş birliği olduğunu söylemek zor. Fakat Me and That Man’i benim gibi merak edenler varsa bir kulak vermeliler yine de. Belki sizler benim göremediğim ve duyamadığım şeyleri fark edeceksiniz. Eğer fark ederseniz de lütfen bana da yazın buradan. Şimdilik hoşça kalın!
NOT: Aşağıda var olan ilk klip “My Church Is Black” +16 yaş grubunun izlemesi gereken türdendir. Bilginize.
Albüm Puanı: 5,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder