Albüm Kritik 118 (Cult of Luna & Julie Christmas / Mariner)

Merhaba dostlarım bugün sizler için çok güzel bir albümü değerlendiriyorum. Melodileri ile bizi başka gezegenlere götüren bu albümü birkaç gündür dinliyorum ve oldukça beğendim. Sizlere İsveçli grup Cult of Luna ve Julie Christmas’ın birlikte yarattıkları “Mariner” albümünden bahsedeceğim. Arkanıza yaslanmayı unutmayın.

Gecenin bu saatinde yazmak için gerçekten çok ideal bir albüm. Cult of Luna benim diskografime yeni kattığım bir grup oldu Mariner albümü ile birlikte. Öncesinde hakkında hiçbir şey bilmiyordum bu arkadaşların. Araştırmaya başladığımda İsveçli olduklarını görünce çokta şaşırmadım. Niyeyse oradan kötü grup çıkma ihtimali bizim ülkemizde hayvan sever kişilerin olma ihtimali ile hemen hemen aynı. Yani pek kötü gruplara rastlayamıyoruz (son zamanlarda izlediğim ve okuduğum hayvanlara karşı çirkin davranışlardan ötürü böyle bir benzetme kullanmak istedim). Cult of Luna’nın icra ettiği müzik post-metal olarak adlandırılıyor. Bu müziğin Heavy Metal’in fusion ile kırması olarak tanımlandığını biliyoruz. Fakat ben bu albümde oldukça net duyulan bir Atmosferik Doom Metal’i de sizlere belirtmek istiyorum. Albümün genel teması uzay ile ilgili alakalı olunca atmosferde haliyle o şekilde oluyor. Cult of Luna’ya göz attığımda oldukça başarılı bir grup olduğunu anladım dostlarım. Özellikle 2004 yılında çıkardıkları “Salvation” albümleri baya iyi puanlar almış dünyaca ünlü müzik değerlendirme siteleri tarafından.

Mariner için Julie Christmas ile iş birliğine gittiğini yukarıda belirtmiştim. Peki, kim bu abla? Amerikalı “Made Out of Babies” adlı Sludge grubunun solisti olan Julie’nin sesini çok beğendim. Kendini parçala parçalaya bağırmalarını da çok yakıştırdım Mariner albümüne. Mariner, benim çok sevdiğim bir sound ile kaydedilmiş. Bunu zaten genellikle Doom, Stoner, Sludge ve Post-Metal türlerinden duymaya alışığız. Biraz daha Retro bir ses ile kayıt alınan enstrümanları dinlemekten ben çok keyif alıyorum. Yani albüm prodüksiyon açısından hiçbir kusurlu harekette bulunmuyor. Albüm için yazılmış olan gitar rifflerine bayıldım dostlarım. Oldukça melodik olmalarının yanında tam kıvamında bir sertliği de bizlere çok iyi bir şekilde sunmuşlar. Zaten albümde 5 şarkı var. Fakat bu 5 şarkının toplam süresi 55 dakika civarında. Yani uzun şarkılardan oluşan bir albümden konuşuyoruz. Bu da haliyle şarkıların sıkıcı olma ihtimalini yükseltiyor. Ne mutlu ki durum hiçte öyle değil. Gayet sürükleyici şarkıların bizleri selamladığı bir albüm olmuş Mariner. Bunda yazılan gitar rifflerinden tutunda, böğüren vokaller ile temiz vokallerin oldukça iyi harmanlanmasına kadar her şeyin albüme oldukça iyi yedirilmesi olmuş. Her saniyeniz merak içinde geçiyor şarkıları dinlerken. Acaba şimdi hangi gezegene yolculuk yapacağız duygusu oluşuyor. Albümün atmosferini yaratan en büyük etmenlerden biri olan klavye kullanımı da yine çok iyi dozda kullanılmış. Onun görevini tamamladığı yerde gitarlar devreye giriyor ve geminin dümenini yönetiyor. Bas gitar ve davul da yine albümün kusursuzluğuna eşlik ediyor. Mariner için olumsuz bir şey söyleyemeyeceğim dostlarım. Gerçekten Cult of Luna yapacağını yapmış.

2016 yılında çıkan Mariner benim son zamanlarda dinlediğim en iyi albümlerden biri oldu. Öyle ki benden tam puan alıyor bu albüm. Kesinlikle dinlenmesi gereken kült albümlerden biri olmuş. Sizlerin de bir an önce bu harikulade ses ve atmosfere kulak vermenizi öneriyorum dostlarım. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın.

Albüm Puanı: 10/10