Albüm Kritik 117 (Death Angel / The Evil Divide)

Thrash Metal’e olan açlığınızı dindirmeniz için güzel bir alternatifi bugün siteye getirdim. Amerikalı Thrash Metal grubu Death Angel’ın “The Evil Divide” albümü bugünkü inceleme konuğum oluyor.

Thrash Metal, kafasını oraya buraya sallamayı seven biz Headbangerlar için tam kıvamında olan bir tür gerçekten. Death Angel’ı önceden beri dinlerdim fakat hiç albümlerini değerlendirmediğimi fark ettim. Biraz Black ve Death Metal’e ara verdiğim şu sıralarda sitede yerini almasını istedim (daha dün Death Metal ve Senfonik Metal albümü değerlendirmesi yazmıştım).

Death Agenl'ın 2016 yılında bizlerle buluşturduğu The Evil Divide’ı dinlerken oldukça güzel zaman geçirdim ben. Hızlı temposu bizlere hareketli dakikalar yaşatıyor. En azından ben dinlerken kafamı salladım. Old School Thrash Metal’i devam ettiren Death Angel’ı bunun için tebrik ediyorum. Ben modern thrash metal tınısına hala alışabilmiş değilim. Gürültünün hat safhada olduğu ve oldukça boğuk bir prodüksiyon ile kayıt altına alınan Thrash Metal’e hala mesafeliyim. Belki günün birinde bir albüm çıkar ve benim bu mesafeli duruşumu ortadan kaldırır.

Death Angel’ın The Evil Divide’ı genel olarak hoşunuza gidecek öğeler barındırıyor. Albümün prodüksiyonunu ben başarılı buldum. Fakat biraz daha hırçın bir ton ile kayıt altına alınabilirmiş albüm. Saf bir Thrash Metal albümü değil ne yazık ki The Evil Divide. Birkaç şarkı bildiğiniz Hard Rock bestelerin derlenmesi sonucu oluşmuş. Albüm için yazılan gitar riffleri iyi düzeyde. Bir Metallica veya Slayer olmasa da Thrash için gayet iyi riffler yazmış grup. Benim ilgi çeken en büyük olay sanki beste ve güfteler bir ahenksizlik içindeymiş gibi duyuluyor. Yani arkada çalan o rifflerin üzerine söylenen sözler biraz havada kalıyormuş gibi geldi bana. Bunu burada tam olarak açıklayamam zaten. Sizin de dinleyip değerlendirmeniz lazım. Eğer öyle bir durum yoksa bana söyleyin ki KBB’den randevu alayım. Basgitarı oldukça sevdim The Evil Divide’da. Ara ara yaptığı güzel hareketleri bizleri iyi bir şekilde duyuruyor. Bir de ben albümlerde o tellerin sesini duymak istiyorum. Bu konuda Iron Maiden’ının Harris’inin eline kimse su dökemez tabi ki. Davul’u gayet yeterli buldum. Thrash Metal deyince davulcuların çoğu “Ride” zilini unutsa da Will Carroll az da olsa hatırlamış. Ben çok seviyorum o zilin sesini arkadaşım, duymak istiyorum işte o kadar! Vokal konusuna geldiğimizde ise, ben dinlerken öyle rahatsız olmadım. Evet, ara ara kulak tırmalasa da Mark’ın sesini beğeniyorum ben. İşte bir o güfte olayı biraz gariplik yaşatıyor.

Bendeki albümde 10 şarkı var. Yani standart albümü aldım. Bir de bonus şarkılı versiyonu da var. Ben bu 10 şarkı üzerinden değerlendirmemi yapıyorum. Albümün toplam süresi yaklaşık 46 dakika kadar. Yani 10 şarkılık bir Thrash Metal albümüne göre oldukça iyi ayarlanmış bir süre. Fakat her şarkı maalesef kendini dinlettiremiyor albümde. Benim severek dinlediğim şarkılar; The Moth, Hatred United-United Hate, Breakaway, The Electric Cell ve Cause for Alarm oldu. Albüm genel olarak geçer not alır elbette. Fakat daha iyi olabilmesi için daha yaratıcı riffler, daha iyi bir vokal ve daha hırçın bir sound ile kayıt altına almaları gerekirdi albümü. Belki de gelecek albümde bunları gidermiş olarak bizleri selamlayacak Death Angel. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Görüşmek üzere hoşça kalın.

Albüm Puanı: 7/10


Yorumlar