Albüm Kritik 116 (Fleshgod Apocalypse / King)

Merhaba dostlarım bugün sizlerle ilk defa bir senfonik metal albümünü değerlendireceğim. Evet, doğru duydunuz senfonik metal. Beni bilenler bilir senfonik metali genelde çok sıkıcı ve dinlenmesi leş bir tür olarak değerlendirirdim. Bakın “-di”li geçmiş zaman kullandım. Yani o günler geride kaldı Şakir! Fleshgod Apocalypse’in “King” adlı albümü sitenin bugünkü konuğu oluyor.

Fleshgod Apocalypse’i bu albümle birlikte dinlemeye başladım. Yani yeni keşiflerimden biri oldu bu grup da. Fleshgod diye kısaltacağım bundan sonraki cümlelerde grubun ismini. İtalya menşeili bir Death Metal ve Senfonik Metal sentezi grup oluyor kendileri. Böylece ilk defa bir İtalyan gruba da sitede yer vermiş oldum. Hadi yine iyisin İtalya. Bu gruptan etkilenmemin en büyük nedeni bir defa sağlam Death Metal yapmaları oldu. Death Metal’e yakışacak şekilde de senfonik tınıları tam kıvamında şarkılara eklemeleri beni benden aldı diyebilirim. Senfonik Metal denince genellikle gitarların çok çok geri planda olduğu ve hüznün başı çektiği albümler dinlediğimizden, ben bu türü pek sevmiyordum. Fakat Fleshgod’ın bu konuda diğerlerinden farklı bir yolda ilerliyor oluşu beni çok mutlu etti. Yaylıların arkadaki şahane gitarlara eşlik edişi öylesine epik olmuş ki, her an savaşa hazırmışsınız gibi hissettiriyor. Şöyle bir atınızı, kılıcınızı kuşanıp er meydanlarına inmek istiyorsunuz.

Fleshgod'ın bu albümdeki genel teması kraliyet müzikalini Death Metal ile çeşitlemesi olmuş. Sanki 4 saatlik İngiliz kraliyet filminin müziklerini dinliyormuşsunuz gibi. Sadece daha sert hali işte… Albümün prodüksiyonundan bahsetmek gerekirse genel olarak güzel bir kayıt olmuş. Tek sıkıntı basgitarın diğer enstrümanlara göre biraz daha kısık kalmış olması. Senfonik tınıların daha iyi duyulabilmesi için belki de bas sesinin kısılması gerekmiş olabilir. Bunu tam olarak bilemeyeceğim ama ben biraz daha basgitarın da neler yaptığını duymak isterdim. Gitar tonu oldukça iyi fakat yazılan riffler bu derece iyi düzeydeki senfonik bestelerin yer aldığı bir albüme göre biraz basit kalmış. Daha karmaşık riffler de duymayı isterdim açıkçası. Beni böyle öküz gibi gitar çalan gruplar daha fazla etkiliyor Death Metal’de. Hele ki Fleshgod gibi Teknik Death Metal icra edenlerden kesinlikle duymak isterim. Gitar sololarını duymak beni sevindirdi. Genellikle Senfonik Metal’de çok önemsenmeyen bir etmen olsa da gitar soloları her zaman Metal’in en güzide sanat eserleridir. Öyle ahım şahım derecede sololar duymuyorsunuz elbette ama hiç yoktan iyidir. Benim en memnun kaldığım kısım ise vokal kısmı oldu. Senfonik Metal’de sanki vazgeçilmez kuralmış gibi sürekli çok oktavlı kadın vokalleri kullanmaları benim içimi bayıyordu. Fleshgod’da da var ama şarkılarda ara ara duyuyorsunuz. Esas vokalimiz olan Tommaso Riccardi’nin gerek böğüren sesi gerekse de temiz sesi oldukça iyi yakışıyor King’e. Davul çeşitlemelerini de yeterli buldum. Böylesi bir albümde çok sırıtan davul yazımları göremedim. Davulun daha iyi olabileceğini düşünüyorum bu yüzden.

Karanlık Çağın hükmünün nasıl sürdüğünü, kralın ne denli hüküm sahibi olduğunu ve şatoda dönen oyunları bizlere anlatmak istemiş Fleshgod bu albümde. Albüm 2 CD’lik bir albüm. Toplamda 22 şarkı barındırıyor. Birinci CD’de Baya Death Metal ve Senfonik Metalin yardırılmasını dinlerken, diğerinde ise bu şarkıların sadece Senfonik versiyonlarını dinliyorsunuz. Fakat ilk CD’de dikkatinizi çekmek istediğim bir şarkı var. Paramour (Die Leidenschaft bringt Leiden) adlı opera şarkısı oldukça iyi yazılmış bir beste gerçekten. Albümde bundan bir tane daha olsaydı kesinlikle bayık bir albüm olurdu. Fakat sadece bir tane olması ve onun da oldukça iyi bir beste ve güfteye sahip olması albüme ayrı bir güzellik katmış. Ben klasik müziği çok seven biriyim ve operayı da oldukça severim. Fakat Metal müzik ile genellikle iyi harmanlanmadığı için böylesine mesafeli yaklaşıyorum. King, eksikleri olsa da benim için dinlemesi oldukça keyifli bir albüm oldu. Telefonumdaki müzik listesinde yerini aldı bile. Fleshgod’un 2016 yılında bizlere sunduğu bu albümü sizlerin de dinlemenizi tavsiye ederim. En azından Senfonik Metal için farklı bir alternatif olduğunu düşünüyorum. Bu arada Paramour’u seslendiren ablamızın adı da Veronica Bordacchini imiş. King hakkında söyleyeceklerim bu kadar bir başka yazıda görüşene kadar kendinize iyi bakın dostlarım.

Albüm Puanı: 7/10


Yorumlar