Albüm Kritik 108 (Angra / Aqua)

Merhaba dostlarım bugünkü albüm kritiğime hoş geldiniz. En son yayınladığım albüm kritiği Steel Panther / Balls out’un albüm kapağından ötürü Platin üyesi olduğum Hürriyet gazetesinin blog ayağı YazarKafe sitesinde yayınlamadı. Nedenini kısa bir cümle ile “site politikalarımıza aykırı” açıkladılar. Çokta umurumdaydı diyerek sizleri bu defa Power Metal’in en ıslak albümlerinden biri olan “Angra”nın “Aqua”sına davet ediyorum. Hemen aşağıda.

Öncelikle Angra’yı bu albümle dinlemeye başladım. Bu albümü seçmemin nedeni ise albüm kapağına eriyip bitmem oldu. Bilenler bilir sitenin ilk yıllarında yaptığım “En İyi 100 Albüm Kapak Resmi” adlı kategoride de bu kapak resmi yer almıştı (her ne kadar amatörlüğün zirve yaptığı yıllarım olsa da). Angra’yı bu yazıdan önce epey bir araştırdım. Brezilyalı olmaları beni oldukça şaşırttı. Brezilyalı Metal grupları oldukça fazla ama Power Metal icra edeni ilk defa gördüm. Belki vardır birkaç grup daha ama Angra benim ilk tanık olduğum. 1991 yılında müzik hayatına başlamış Angra ve o yıldan bu zamana kadar 8 uzun soluklu stüdyo albümü çıkarmış. Aqua’da 2010 yılında çıkan 7. Angra albümü olma özelliği taşıyor. Grubun bir de Platin Albüm ödüllü albümü var. Rebirth adlı albümleri 1.200.000 satmış zamanında. Oldukça etkileyici değil mi Power Metal için? Bence etkileyici. Angra’nın garip bir şekilde Avrupa’nın yanında en çok sükse yaptığı yer Japonya olmuş. Japonlar çok sevmiş bu sıcak ülke elemanlarını.

Aqua'ya geçecek olursak. Yukarıda ilk olarak belirttiğim şeyi burada da tekrarlayacağım. Albüm kapak resmi çok güzel ve tam çerçeveletip duvara asmalık. Albüm resminin güzelliğini bir kenara bırakalım, şimdi şu suya derin dalalım. Öncelikle Power Metal benim kıyıda köşede bıraktığım bir tür. Yani öyle çok fazla dinlediğim söylenemez. Dinlesem bile bu işin üstedı olan Blind Guardian’dan bir şeyler dinlerim genelde. Çünkü adamlar bu konuda bayrağı taşıyorlar zaten. Angra’nın müziğini dinlediğim zaman ise çok çelişkili duyguların arasında kaldım. Her şarkıda bambaşka hisler besledim albüme karşı. Öncelikle albümün kayıt kalitesi oldukça yerinde. Her enstrümanın sesini oldukça temiz bir şekilde duyabiliyorsunuz. Albüm oldukça melodik bir albüm olmuş. Power Metal’de bunun örneklerine artık çok sık rastlıyoruz. Fakat yine de rifflerin biraz fazla çeşitli olmasını dilerdim. Evet, melodiler elektrik gitarın üstünü süslüyor fakat bu sadece yeterli olmuyor çoğu zaman. Nitekim Aqua’da da pek yeterli olmamış.

Power Metal’in adını aldığı o güç kesinlikle vokalin sesinin gücünden gelen bir güç. Eduardo Falaschi’nin sesini beğendim. Fakat bir Hansi değil tabi ki. Ses perdesinin biraz daha dar kaldığı görüşündeyim. Yine de hiçte fena olmayan bir performans sergilemiş albümde. Albümde yer alan enstrümanların çeşitliliği oldukça fazla. Klavyeden tutunda darbukaya kadar bir çok farklı enstrümanın sesini duyabiliyorsunuz. Aqua’nın genel teması ise doğadaki en önemli elementlerden biri olan suyun değeri ve onun insanoğlunun hayatını nasıl etkilediği konusunda. Albüm kapağındaki amcada büyük ihtimalle Poseidon zaten.

Uzun süredir Power Metal dinlememiştim. Angra’nın Aqua'sını oldukça zevkle ve değişik duygularla dinledim. Gerek melodileri olsun gerekse de bu melodileri oldukça iyi idare eden vokal performansı olsun Angra’nın Aqua’sı kesinlikle geçer not alır. Bir başka yazıda görüşmek üzere dostlarım. Kendinize çok iyi bakın!

Albüm Puanı: 7/10


Yorumlar