Albüm Kritik 106 (ColdWorld / Autumn)

Merhaba dostlarım bugün sizlerle ColdWorld’ün “Autumn” adlı albümünden bahsetmek istiyorum. Hazır sonbahardayken bu albümden bahsetmemek olmaz dedim. Şaka şaka, tamamen rastlantısal gerçekleşti olaylar. Gelin dökülmüş yapraklar arasındaki bu albüme şöyle bir göz atalım.

ColdWorld'ün varlığından 2 hafta öncesine kadar bir haber olmam, bu adamların albümünü incelememek için bir neden değildir düşüncesiyle yola çıktım. Almanya’da temelleri atılan grubun kuruluş yılı olarak 2005 yazıyor kendi resmi sitelerinde. Fakat sitelerinde “Releases” kısmına girip bu adamların başka hangi albümleri var ola ki diye kontrol ettiğimde “Lunar Aurora” adlı bir başka oluşumun albümlerini gördüm. ColdWorld’ten önceki grup projesi olduğu anlatılmış. ColdWorld ve Lunar Aurora’nın kurucusu olan G.B. adlı bir kişi. George Börner’in kısaltması imiş. Adam böyle daha havalı oluyor herhalde.

George Börner (G.B.)
Grup elemanlarını sayacak olursam G.B. ve bu kadar. Yani, yine bir solo grup projesi ile karşı karşıyayız. Yaptığı müzik türü olarak Atmosferik-Black Metal’i benimsemiş ColdWorld. G.B.’nin kendisi ise şöyle tanımlamış yaptığı müziği; “biraz atmosferik, biraz Black Metal, az bir şey ambiyans ve ucundan da klasik müzik enstantaneleri var”. Öyle diyorsa öyledir. Yaptığı müziği daha basit bir şekilde tarif edecek olursak Fransız grup “Alcest” gibi tınıları olduğunu söylersem yanılmış olmam. Alcest’i de dinlemeye başlamıştım bir ara fakat bu türdeki gruplar nedense beni uzun soluklu olarak etkileyemiyor. Çünkü acayip melankolik takılıyorlar. Ben bu kadar çok pesimistliğe gelemem, gelmiyorum.

ColdWorld'ü Spotify’da (reklam yapmıyorum, benlik işler değil zaten biliyorsunuz) keşfettim. Biraz dinledikten sonra uzun süredir bu tür bir albümü incelemediğimi fark edip irdelemek istedim. Albümün vermek istediği o karamsar ve depresif havayı bir defa sonuna kadar alıyorsunuz. Burütal vokal ve clean vokalın harmonik yapısını da genel olarak beğendim. Fakat clean vokal burütale göre biraz daha sıradan kalıyor. Bu da dinleyenleri sıkabilir haliyle. Albüm için seçilen sound genel olarak başarılı. Zaten bu türü dinleyenlere sunan gruplar genellikle bu ses alt yapısını tercih ediyorlar. Gitar rifflerinin öyle aman aman olduğunu söylemek zor. Sıradan gitar riffleri ve bas gitarın üzerine kurgulanan atmosfer tınıları Autumn’u böylesi bir albüm yapıyor. Her ne kadar böyle bir düzen bu türün doğasında olsa da ben yine de daha iyi yazılmış gitar riffleri duymayı isterdim. Bu haliyle ortalama bir albüm olma özelliği taşıyor benim nazarımda. En azından biraz daha fazla akustik besteler yazılarak şarkılar daha da güçlendirilebilinirdi.

Temmuz 2016’da çıkan bu yeni albümün hitap ettiği kitle oldukça sınırlı kalıyor. Şahsen ben en fazla 1 ay daha dinlerim bu albümü. Yukarıda da belirttiğim gibi benim bu tür ile ten uyuşmazlığım var. Fakat eğer içinizde melankolik albümleri seven varsa, Autumn iyi bir seçim olabilir sizlere. 8 şarkıdan oluşan ve yaklaşık 53 dakikalık uzun soluklu bir albüm olan Autumn’dan bahsedeceklerim bu kadar. Bir başka yazı da görüşmek üzere hoşça kalın ve kendinize çok iyi bakın!

Albüm Puanı: 6,5/10


Yorumlar