Merhaba dostlarım, pisliğin
teki bir albümle daha sizlerle birlikte oluyorum. Bu defa Death Metal dünyasına
1998 yılında girmiş ve 2004 yılında son bulmuş, daha sonra 2010 yılında tekrar
bir araya gelmiş ve Hell’s Pleasure adlı festivalde çalmış ve dağılmış grup
olan “Repugnant”ın “Epitome of Darkness” albümü inceleme konuğum oluyor. Mary
Goore tarafından hayata geçirilmiş olan (Mary Goore deyince birileriniz bir
çıkarım yapabilir belki) Repugnant, old school Death Metal müziğini modern
Death Metal’in karşısına koymuştur. Hadi gelin birlikte bu “iğrenç” grubun bir
o kadar kokuşmuş albümlerine göz atalım.
Repugnant'ın var olmuşluğundan 3 yıldan beri haberdardım fakat ne yalan söyleyeyim pek merak etmiyordum grubu ve yaptıklarını. Geçen hafta nereden aklıma estiyse bir kulak vereyim dedim grubun şarkılarına. Açıkçası böylesine old school Death Metal tarzını dinlemek beni mutlu etti ve çok efsane başarılı olmasa da albümün ortalama bir başarısı var. Albüm de bulunan 10 şarkının hepsi birbirinden gürültülü ilk olarak bunu söyleyeyim. Grup hakkında neredeyse hiç bilgi olmadığından, sizlere gruptaki elemanların isimlerini söylemem mümkün olmayacak dostlarım. İsterseniz bu pisliğin prodüksiyonu ile başlayalım. Albüm sound olarak yukarıda da söylediğim gibi old school Death Metal havası taşıyor. Bu Death Metal havası Black Metal tınılarını da elbette içinde barındırıyor. Ne de olsa bu iki metal türü de aynı iblisin tohumu. Fakat albümün davul kayıtlarındaki yoğun zil sesi bu albümü yüksek sesle dinlediğinizde kulaklarınızı sağır edecek noktada. Abartı bir yüksek ses geliyor zillerden. Bunu söylüyorum ki kulaklıkla dinlemeye kalkışırsanız kısık sesle dinlemek kulak sağlığınız için daha iyi olacaktır.
Albüm için yazılmış gitar riffleri ise oldukça güzel ve oldukça sert. Riffler için seçilmiş notaların sesi ise oldukça şeytani. Özellikle şarkılar da sıklıkla yer alan haykırma tonundaki gitar solosu da albümün iblisliğine katkıda bulunmuş. Bas gitar ses seviyesi bu tarz için gayet yeterli düzeyde. Albümün en önemli taraflarından biri de hiç şüphe yok ki Mary Goore’un vokali. Ben açıkçası çok beğendim Mary’nin sesini. Repugnant, Epitome of Darkness ile gerçekten ortaya hatırı sayılır bir iş koymuş. Açıkçası böylesi bir grubun devam etmemesine üzüldüm. Fakat şu an Mary Goore’un inanılmaz bir grupta, başarıdan başarıya koşuyor olması ve o grubu bizlere sunması da bambaşka bir olay. Buradan bu adamın ne kadar çok yönlü ve kaliteli bir Metal müzik adamı olduğunu anlamak hiçte zor değil.
Albümde en çok sevdiğim şarkılar ise; Hungry Are The Damned, Voices of The Deat, Eating From Coffin’dir. Tabi bunlar en çok dinlediğim şarkılar albümde ki, diğer şarkılarda oldukça kulak kanatıcı onu söyleyeyim. Repugnant’ın Ep’ler haricindeki tek stüdyo albümü olan Epitome of The Darkness benim beğenimi kazandı. Fakat çok süper dediğim albümlerden biri değil. Bir sonraki yazı da görüşmek üzere hoşça kalın dostlarım!
Albüm Puanı 7,5/10
Repugnant'ın var olmuşluğundan 3 yıldan beri haberdardım fakat ne yalan söyleyeyim pek merak etmiyordum grubu ve yaptıklarını. Geçen hafta nereden aklıma estiyse bir kulak vereyim dedim grubun şarkılarına. Açıkçası böylesine old school Death Metal tarzını dinlemek beni mutlu etti ve çok efsane başarılı olmasa da albümün ortalama bir başarısı var. Albüm de bulunan 10 şarkının hepsi birbirinden gürültülü ilk olarak bunu söyleyeyim. Grup hakkında neredeyse hiç bilgi olmadığından, sizlere gruptaki elemanların isimlerini söylemem mümkün olmayacak dostlarım. İsterseniz bu pisliğin prodüksiyonu ile başlayalım. Albüm sound olarak yukarıda da söylediğim gibi old school Death Metal havası taşıyor. Bu Death Metal havası Black Metal tınılarını da elbette içinde barındırıyor. Ne de olsa bu iki metal türü de aynı iblisin tohumu. Fakat albümün davul kayıtlarındaki yoğun zil sesi bu albümü yüksek sesle dinlediğinizde kulaklarınızı sağır edecek noktada. Abartı bir yüksek ses geliyor zillerden. Bunu söylüyorum ki kulaklıkla dinlemeye kalkışırsanız kısık sesle dinlemek kulak sağlığınız için daha iyi olacaktır.
Albüm için yazılmış gitar riffleri ise oldukça güzel ve oldukça sert. Riffler için seçilmiş notaların sesi ise oldukça şeytani. Özellikle şarkılar da sıklıkla yer alan haykırma tonundaki gitar solosu da albümün iblisliğine katkıda bulunmuş. Bas gitar ses seviyesi bu tarz için gayet yeterli düzeyde. Albümün en önemli taraflarından biri de hiç şüphe yok ki Mary Goore’un vokali. Ben açıkçası çok beğendim Mary’nin sesini. Repugnant, Epitome of Darkness ile gerçekten ortaya hatırı sayılır bir iş koymuş. Açıkçası böylesi bir grubun devam etmemesine üzüldüm. Fakat şu an Mary Goore’un inanılmaz bir grupta, başarıdan başarıya koşuyor olması ve o grubu bizlere sunması da bambaşka bir olay. Buradan bu adamın ne kadar çok yönlü ve kaliteli bir Metal müzik adamı olduğunu anlamak hiçte zor değil.
Albümde en çok sevdiğim şarkılar ise; Hungry Are The Damned, Voices of The Deat, Eating From Coffin’dir. Tabi bunlar en çok dinlediğim şarkılar albümde ki, diğer şarkılarda oldukça kulak kanatıcı onu söyleyeyim. Repugnant’ın Ep’ler haricindeki tek stüdyo albümü olan Epitome of The Darkness benim beğenimi kazandı. Fakat çok süper dediğim albümlerden biri değil. Bir sonraki yazı da görüşmek üzere hoşça kalın dostlarım!
Albüm Puanı 7,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder