Karanlık yerlerde dolaşmanın
ne kadar tekinsiz olduğunu bilsek de yine de karanlığın o merak uyandıran
derinliğine ve ürkünçlüğüne kayıtsız kalamayız. Kalamıyoruz. Kötünün insanlar
üzerindeki karanlığından tutunda yaşamın bize verdiği anıların karanlığına kadar,
derin karanlıklarda yaşıyoruz aslında. Güneş her zaman üzerimizde parlamayacak
ve bize ışık vermeyecek. Gün gelecek tüm dünya gece karanlığına hapsolmuş
olacak. O gün geldiğinde insan ruhu artık bedene sıkışıp kalamayacak.
Ellerimize kazma ve küreklerimizi alıp kendimiz için sonsuz karanlığımızı ve
hiçliğimizi kazacağız. Bunlar olacak, bizler görecek miyiz peki? İşte orası da
derin bir karanlık.
Yukarıdakiler benim uzun zamandır üstünde düşündüklerim değil, tam aksine bir anda peydahlanan cümlelerdir. Bu cümlelerin ortaya çıkmasının nedeni ise Burzum’un “Filosofem” adlı ruh yıpratıcı albümüdür. Karanlık taraftan sizleri selamlıyorum bu defa dostlarım ve hiç vakit kaybetmeden Filosofem’in karanlık ve uçsuz bucaksız dünyasına giriyoruz.
Varg'ın Burzum’u saf Black Metal adına oluşturduğu muazzam bir solo projedir. Bunu herkes koşulsuz kabul eder. Varg’ın ne kadar allahsız olduğunu tüm dünya biliyor. Norveç’i alev alev yakmasından tutunda cinayete kadar nerde ne kötülük varsa yapmış biridir. Fakat gel gelelim bu işlediği suçlar kendine sorulduğunda o kadar iyi açıklamalar yapmıştır ki, birçoğumuzun “Adam haklı beyler” demesine neden olmuştur. Tam bir Hristiyan düşmanı olan Varg bunu şarkılarında öylesine milletin suratlarına vura vura anlatmıştır ki, dünyanın en tehlikeli müzisyenlerinden biri olarak gösterilmiştir. Filosofem albümü ise Varg’ın hapishaneye girmesinden dolayı 1993 yılında yayınlanması gerekirken, 1996 yılında piyasaya çıkmıştır. Albüm saf Black Metal çiğliğinin yanı sıra Burzum’dan alışık olduğumuz klavye ile melodik bir atmosfer oluşturma da bu albümde yer almaktadır. 1 saati geçkin süresiyle Filosofem uzun metrajlı bir albümdür. Albümü dinlemeye başladığınızda dikkatinizi çekecek ilk şey, sürekli birbirini tekrarlayan rifflerden oluşan uzun şarkılar olacaktır. Uzun şarkılar diyorum zira 25 dakikalık bir şarkı ile var albümde. 6 şarkılık bir albümün 1 saati geçkin süresi ilk bakışta ürkütücü ve sıkıcı gözükse de Varg Vikernes’in hınzır aklı öylesine güzel riffler ortaya koymuş ve bu riffleri de öylesine etkili melodilerle bezendirmiştir ki, inanın albüm size hiç sıkıcı gelmiyor. Şahsen baştan sona dinledim (hem de 3 kere) hiç sıkılmadım diyebilirim. Tabi ki 25 dakikalık şarkı olan “Rundgang um die transzendentale Säule der Singularität”ı şehir içi otobüs yolculuğunda dinlemeye kalkarsanız muhtemelen isyan edersiniz. O yüzden bu şarkıyı en güzel ya bir şeyler okurken ya da benim gibi yazı yazmayı seviyorsanız, bir şeyler yazarken dinlemeniz daha güzel bir hareket olacaktır.
Albümü prodüksiyon açısından ele almaya gerek yok aslında. Bildiğiniz çiğ gitar tonları ve olabildiğince kötü bir şekilde kayda alınan vokalden oluşuyor. Bu albümün kesinlikle eksi bir yönü değil, bu olması gereken bir Burzum albümünün tınısıdır. Varg’ın inanılmaz bir sanat düşkünü olduğunu bilenleriniz vardır. Zira edebiyat ve felsefe ile olan ilgisini şarkı sözlerinde de görebiliyorsunuz. Varg’ın diğer Black Metal gruplarının aksine Burzum’da oluşturduğu ana tema iblisler değil, Anti-Hristiyanlık konusudur. Albümün en güzide parçalarından biri olan “Jesus Tod” (İsa’ya Ölüm) bunun en somut örneğidir. Varg’ın Hristiyanlıkla alıp veremediği şey ise tamamen geçmişte yaşanmış (Pagan inançlarının yerle bir edilmesi olayı) olaylara dayanmasıdır. Albümün bence en vurucu parçası açılış şarkısı olan “Dunkelheit”tir. Bu şarkının riffi ağzınıza bir dolandı mı artık gün boyu mırıldanırsınız. O derece etkileyici ve güzel bir main riffi var. Dunkelheit’in anlamı “Karanlık”tır. Nitekim o karanlığı üstümüze çok iyi bir şekilde salıyor.
Varg’ın muhteşem zekâsı ile ortaya koyduğu 6 şarkıdan oluşan bu 1 saatlik sanat eseri Black Metal adına yapılmış en önemli albümlerden biridir. Burzum’un Filosofem’i 1996 yılından bu yana sizleri karanlığa çekmek için bir köşede sinsice duruyor. Tek yapmanız gereken yüreklenip o karanlığa ilk adımı atmak. Bir sonraki yazıda görüşene kadar kendinize iyi bakın ve hoşça kalın.
Albüm Puanı: 9/10
Yukarıdakiler benim uzun zamandır üstünde düşündüklerim değil, tam aksine bir anda peydahlanan cümlelerdir. Bu cümlelerin ortaya çıkmasının nedeni ise Burzum’un “Filosofem” adlı ruh yıpratıcı albümüdür. Karanlık taraftan sizleri selamlıyorum bu defa dostlarım ve hiç vakit kaybetmeden Filosofem’in karanlık ve uçsuz bucaksız dünyasına giriyoruz.
Varg'ın Burzum’u saf Black Metal adına oluşturduğu muazzam bir solo projedir. Bunu herkes koşulsuz kabul eder. Varg’ın ne kadar allahsız olduğunu tüm dünya biliyor. Norveç’i alev alev yakmasından tutunda cinayete kadar nerde ne kötülük varsa yapmış biridir. Fakat gel gelelim bu işlediği suçlar kendine sorulduğunda o kadar iyi açıklamalar yapmıştır ki, birçoğumuzun “Adam haklı beyler” demesine neden olmuştur. Tam bir Hristiyan düşmanı olan Varg bunu şarkılarında öylesine milletin suratlarına vura vura anlatmıştır ki, dünyanın en tehlikeli müzisyenlerinden biri olarak gösterilmiştir. Filosofem albümü ise Varg’ın hapishaneye girmesinden dolayı 1993 yılında yayınlanması gerekirken, 1996 yılında piyasaya çıkmıştır. Albüm saf Black Metal çiğliğinin yanı sıra Burzum’dan alışık olduğumuz klavye ile melodik bir atmosfer oluşturma da bu albümde yer almaktadır. 1 saati geçkin süresiyle Filosofem uzun metrajlı bir albümdür. Albümü dinlemeye başladığınızda dikkatinizi çekecek ilk şey, sürekli birbirini tekrarlayan rifflerden oluşan uzun şarkılar olacaktır. Uzun şarkılar diyorum zira 25 dakikalık bir şarkı ile var albümde. 6 şarkılık bir albümün 1 saati geçkin süresi ilk bakışta ürkütücü ve sıkıcı gözükse de Varg Vikernes’in hınzır aklı öylesine güzel riffler ortaya koymuş ve bu riffleri de öylesine etkili melodilerle bezendirmiştir ki, inanın albüm size hiç sıkıcı gelmiyor. Şahsen baştan sona dinledim (hem de 3 kere) hiç sıkılmadım diyebilirim. Tabi ki 25 dakikalık şarkı olan “Rundgang um die transzendentale Säule der Singularität”ı şehir içi otobüs yolculuğunda dinlemeye kalkarsanız muhtemelen isyan edersiniz. O yüzden bu şarkıyı en güzel ya bir şeyler okurken ya da benim gibi yazı yazmayı seviyorsanız, bir şeyler yazarken dinlemeniz daha güzel bir hareket olacaktır.
Albümü prodüksiyon açısından ele almaya gerek yok aslında. Bildiğiniz çiğ gitar tonları ve olabildiğince kötü bir şekilde kayda alınan vokalden oluşuyor. Bu albümün kesinlikle eksi bir yönü değil, bu olması gereken bir Burzum albümünün tınısıdır. Varg’ın inanılmaz bir sanat düşkünü olduğunu bilenleriniz vardır. Zira edebiyat ve felsefe ile olan ilgisini şarkı sözlerinde de görebiliyorsunuz. Varg’ın diğer Black Metal gruplarının aksine Burzum’da oluşturduğu ana tema iblisler değil, Anti-Hristiyanlık konusudur. Albümün en güzide parçalarından biri olan “Jesus Tod” (İsa’ya Ölüm) bunun en somut örneğidir. Varg’ın Hristiyanlıkla alıp veremediği şey ise tamamen geçmişte yaşanmış (Pagan inançlarının yerle bir edilmesi olayı) olaylara dayanmasıdır. Albümün bence en vurucu parçası açılış şarkısı olan “Dunkelheit”tir. Bu şarkının riffi ağzınıza bir dolandı mı artık gün boyu mırıldanırsınız. O derece etkileyici ve güzel bir main riffi var. Dunkelheit’in anlamı “Karanlık”tır. Nitekim o karanlığı üstümüze çok iyi bir şekilde salıyor.
Albüm Puanı: 9/10
Yorumlar
Yorum Gönder