Albüm Kritik 77 (Yüzyüzeyken Konuşuruz / Otoban Sıcağı)

Merhaba dostlarım, havası bir güzel bir kötü seyreden Pazar gününden sizleri selamlıyorum. Bu yazımda çok sevdiğimiz sert müzikten uzaklaşacağım ve sizlere ismini cismini yeni duyduğum, çok güzel müzik yapan “Yüzyüzeyken Konuşuruz” adlı grubun 2014 yılında çıkan “Otoban Sıcağı” albümünden bahsedeceğim. Yeni iş arkadaşlarımın arabasında dinlediğim bu grup öylesine ilgimi çekti ki son birkaç gündür hep bunları dinliyordum. Çünkü yaptıkları rock müzik tarzını ülkemizde icra eden grup sayısı yok denecek kadar az ve durum böyle olunca haliyle beni de bir sevinç aldı. Hemen grubun bir albümünü dinleyip, görüşlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Otoban Sıcağı’nı seçmemin nedeni ise tamamen içimden öyle gelmesinden dolayıdır. Indie Folk türünde çaldıklarını söyleyen Yüzyüzeyken Konuşuruz, saptamalarında kesinlikle doğrular fakat Psychedelic havaları da buram buram yüzümüze vuruyor. Şimdi albümün içine girelim ve Otoban Sıcağı adlı bu ilginç yapıtta neler var bakalım.

Öncelikle grubun şarkı sözlerinden bahsetmek istiyorum. Kendilerinin de Facebook sayfalarındaki hakkında kısmında belirttikleri gibi, metropollere sıkışmış insanların bu kocaman alanda git gide bir hiçe dönüşmesini anlatıyor şarkılar. Tabi bu anlatım tarzı öylesine üstü kapalı ve ustaca hicivlerle yapılmış ki ülkede yaşanan bazı sosyal olaylardan haberdar olmak gerekiyor. Haberdar olmak gerekiyor diyorum çünkü ülkenin içinde yaşayan sosyal toplumun asosyal hale gelişini kulaklarımıza yumuşak ezgilerle anlatıyor. Yüzyüzeyken Konuşuruz’un marjinal tavrını adamların tiplerini görmeden sadece şarkılarını dinlediğinizde bile anlayabiliyorsunuz. Hoş bizde marjinallik kavramı bile siyasete bulaştırıldığından yanlış anlaşılmalar olabilir, ama siz yanlış anlamazsınız biliyorum.

Otoban Sıcağı’nda 11 şarkı var. Death, Black, Heavy ve Doom metalden sonra böylesine soft bir albüm dinlemek aslına bakarsanız kulaklarıma adeta baharda öten kuş seslerini getirdi (az kaldı sol omuzuma kelebek konacak). Albümün açılış şarkısı “Güç Para Zıvana” adlı 1 dakikalık bir giriş şarkısı niteliğindeki şarkı. Tadı damağınızda kalıyor şarkı süresinden dolayı ama hemen ardından gelen “Kalabalık” gerek harikulade bestesi gerekse de kulak okşayıcı güftesiyle, yüzlerinizde bir tebessüm uyandırıyor. Tabi ki şarkı sözlerinin de manidarlığını yorumlamak size kalıyor. Albümde saykodelik havayı en çok veren şarkı hiç şüphe yok ki “Kediler” oluyor. Bu şarkı için yazılmış akorlar ve old school tarzı gitar solosu bizleri saykodelik bir yolculuğa götürmeye yetiyor. Peki, o güftenin güzelliğine ne demeli? Gerçekten Kaan Boşnak’ın çok özel bir sesi var, yaptıkları müzikle paralel düşen bir sese sahip olması veya o ses yüzünden böyle bir müzikle uğraşıyor olmaları çok güzel. Albüm sound açısından kesinlikle 10 üzerinden 10 alır. Bütün enstrümanların sesi kulaklarınızda ahenk ile dans ediyor. Gitar soloları beni benden aldı diyebilirim. Zaten saykodelik rock hayranı biriyim ve ülkemizde de böylesine güzel işleri görünce göğsüm kabarıyor ve yolda gördüğüm herkese Yüzyüzeyken Konuşuruz gibi gruplardan bahsetmek istiyorum. Albümleri “Fono Müzik” etiketi ile piyasada. Hem cd olarak hem de elektronik olarak edinebilirsiniz. İTunes’ta bulabilir ve Spotify’da Yüzyüzeyken Konuşuruz’u dinleyebilirsiniz.

Albümde en sevdiğim şarkıları saymama gerek yok, hepsine bayıldım gerçekten. Ama dediğim gibi Kediler, bambaşka bir yapıt olmuş. En çok bu saykodelik şarkıyı dinlemeyi seviyorum albümde. Bir başka yazıda görüşene dek kendinize iyi bakın ve mutlaka Yüzyüzeyken Konuşuruz’u dinleyin dostlarım. Hoşça kalın!

Albüm Puanı: 10/10





Yorumlar

  1. en en en sevdiğim grubun albümü hakkında yazıya rastladığıma nasıl sevindim anlatamam. Umarım bir gün herkes Yüzyüzeyken Konuşuruz dinler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun için teşekkürler :) Gerçekten çok güzel müzik yapan bir grup, herkesin ilgisini çekmesi için yazdım biraz da zaten :)

      Sil

Yorum Gönder