Üzerinde yaşadığımız gezegen
Dünya olarak adlandırılmış. Dünya'nın, tam kelime anlamını her ne kadar bilmesek de
hepimizin aklına hayatın var olduğu gezegen tanımlaması geliyor. Fakat gel
gelelim kocaman galakside Dünya'nın kapladığı yer neredeyse bir toz şeker
tanesinin şekerliği kapladığı yer kadardır. Evren, her daim insanoğlunun merak
konusu olmuştur ve evrenin derinliklerini keşfetmeyi her daim amaçlamıştır.
Bilim insanları evreni keşfetmeye çok uzun yıllar önce başladı fakat bu öyle
hemencecik halledilecek bir iş değil. Çünkü Evren o kadar gizemli ki keşfetmeye
başlayacağınız başlangıç noktası insanlar için büyük bir adım olsa da evren
için gerçekten de küçücük bir nokta değeri taşır. Kocaman karanlık boşlukta
sadece gezegenler, yıldızlar, güneşler, gök taşları yok. Adını bilmediğimiz milyonlarca şey ve belki de keşfedilmeyen milyonlarca yaşam var. İşte Evrenin
bu mistik atmosferi sadece bilim insanlarını değil, sanatçıları da kendisine
hayran bırakmıştır. Resimlere, edebiyata ve müziğe ilham kaynağı olmuştur.
Gojira’da 2005 yılında çıkardığı muhteşem albümü “From Mars to Sirius” ile
yaşayan gezegenden çıkıp yeni bir gezegeni diriltmek için yola çıkmıştır.
Bugünkü albüm kritiğimiz de işte bu başyapıt var. Arkanıza yaslanma zamanı
geldi.
Fransa’lı Gojira ortaya koyduğu albümlerle Metal camiasında adı en çok anılan gruplardan biri olmuştur. Teknik Death Metal ve Groove Metal karışımı tarzlarıyla oldukça sert bir müzik sergileyen grubun şarkı sözleri ise yaşadığımız Dünya ve evren ile alakalıdır. Tabi insanoğlu bu yeryüzünün en aşağılık ve nankör canlısı olarak albümler de yerini almıştır. From Mars to Sirius ise Gojira’dan dinlediğim en iyi albüm oldu benim için. Evet, birçoğunuz “The Way of All Flesh” albümünü 1. Sıraya koymuşsunuzdur ama benim ruhumu okşayan bu albüm oldu.
Albümde olan her bir şarkı tüylerimi diken diken ediyor
gerçekten. Joe’nun öfkesini damarlarımda hissettim desem hiçte yalan olmaz.
Gojira’nın şarkılarını duyar duymaz ayırt edebiliyoruz. Çünkü yıllardır belli
bir gitar tonundan vazgeçmemiştir grup ve bu tutumlarının ne kadar doğru
olduğunu albümleri dinledikçe anlıyoruz. Albümün normal versiyonunda 12 şarkı
bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Japonya için piyasaya sürülen albümde bonuş bir
şarkı olan “Metallica-Escape” cover’ı vardır. Biz normal versiyonundan devam
edeceğiz. İlk şarkı olan “Ocean Planet” ile Gojira bizi soğuk sulara atıyor.
Albüm için fevkalade bir açılış parçası. Gojira şarkıları dinlerken müziğin
yanında şarkı sözlerine de odaklanmalısınız dostlarım. Çünkü çok önemli konulardan
bahsediyor Fransız kardeşlerimiz. Prodüksiyon açısından ele aldığımız da ise,
yukarıda da belirttiğim gibi Gojira kendi tınısını oluşturmuştur ve albüm sound
açısından kaya gibi sağlamdır (Çok yüksek sesle dinlemeyin yalnız
kulaklıklarla). Albüm için yazılmış riffler çok özgün ve bir muadili daha yok.
Tabi bu güzel riffleri tamamlayan davul çeşitlemeleri ise ağızları açık
bırakacak niteliktedir. Zaten Mario’nun son yıllarda yükselen ve kendi tarzı
ile Metal davulculuğunun kült isimlerinden biri olduğu sık sık dile
getiriliyor. From Mars to Sirius’taki performansı da bunun aksini ortaya
koymuyor. Gojira’nın canlı performanslarını izlediyseniz bas gitarist
Jean-Michel’in ne kadar enerjik olduğunu görmüşsünüzdür. Öyle sanıyorum ki bu
albüm kaydında da yine o enerjisiyle çalmış. Çünkü harikulade bas riffleri
kulaklarımızı çınlatıyor. Ama birçok grupta olduğu gibi basgitar yine çokta ön
planda olmamış.
Vokal konusunda ise çok bir şey demeye gerek yok zaten Joe’nun sesi Gojira’nın en önemli silahlarından biri zaten. Bu albümde de üstün bir performans göstermiş. Albümde en çok sevdiğim şarkılar ise; Backbone, From The Sky, Unicorn, Where Dragons Dwell, Flying Whales ve To Sirius. Gojira’nın canlı performanslarında Flying Whales, bu albümde en çok çalınan şarkıdır. Özetle Gojira’nın From Mars to Sirius’u ortaya koyduğu konsepti, yüreklere dokunan şarkı sözleri ve sapına kadar sertliği ile kusursuz bir başyapıt oluyor. Mükemmel bir albüm dinlemek istiyorsanız Fransızlar’ın evren istilasını siz de dinleyin. Kendinize iyi bakın ve hoşça kalın. Au Revoir!
Albüm Puanı: 10/10
Fransa’lı Gojira ortaya koyduğu albümlerle Metal camiasında adı en çok anılan gruplardan biri olmuştur. Teknik Death Metal ve Groove Metal karışımı tarzlarıyla oldukça sert bir müzik sergileyen grubun şarkı sözleri ise yaşadığımız Dünya ve evren ile alakalıdır. Tabi insanoğlu bu yeryüzünün en aşağılık ve nankör canlısı olarak albümler de yerini almıştır. From Mars to Sirius ise Gojira’dan dinlediğim en iyi albüm oldu benim için. Evet, birçoğunuz “The Way of All Flesh” albümünü 1. Sıraya koymuşsunuzdur ama benim ruhumu okşayan bu albüm oldu.
Vokal konusunda ise çok bir şey demeye gerek yok zaten Joe’nun sesi Gojira’nın en önemli silahlarından biri zaten. Bu albümde de üstün bir performans göstermiş. Albümde en çok sevdiğim şarkılar ise; Backbone, From The Sky, Unicorn, Where Dragons Dwell, Flying Whales ve To Sirius. Gojira’nın canlı performanslarında Flying Whales, bu albümde en çok çalınan şarkıdır. Özetle Gojira’nın From Mars to Sirius’u ortaya koyduğu konsepti, yüreklere dokunan şarkı sözleri ve sapına kadar sertliği ile kusursuz bir başyapıt oluyor. Mükemmel bir albüm dinlemek istiyorsanız Fransızlar’ın evren istilasını siz de dinleyin. Kendinize iyi bakın ve hoşça kalın. Au Revoir!
Albüm Puanı: 10/10
Yorumlar
Yorum Gönder