Albüm Kritik 70 (Paradise Lost / The Plague Within)

Merhaba dostlarım,bugünkü değerlendireceğim albüm 2015’yılının en çok beğenilen yapıtlarından biri olan Paradise Lost’un “The Plague Within” albümü olacak. Hatta aşağı kısımda oluyor bile.

 Açıkçası Paradise Lost dinleyen biri değilimdir fakat bu albüm hakkında sürekli iyi duyumlar alıyordum. Ben de böylesine çok konuşulan bir albümü dinlemeliyim ve sitede yazmalıyım diye düşündüm. Paradise Lost’u hep duyuyordum fakat Gothic Metal türünde albümler yaptıkları için açıkçası pekte dinlemeye yanaşmıyordum. Bilenler bilir benim Gothic Metal’deki en uç noktam Lacrimas Profundere’ın “Burning: A Wish” albümü olmuştu. Bu albümü sevmeme rağmen maalesef uzun soluklu dinlediğim bir yapıt olmadı. Paradise Lost’u araştırırken aslında grubun sürekli heyecan aradığını fark ettim. Öyle ki “Elektronik” tarzda bile albümler yapmışlar (yuh!). Açıkçası bu bilgiyi gördükten sonra gruptan biraz soğudum. Fakat yine de vazgeçmeyerek albümlerini dinledim. 2014 yılında çıkan Bloodath’in muhteşem albümü “Grand Morbid Funeral”da vokal olarak konuk olan isim Nick Holmes’tu. Bu bilgiyi veriyorum çünkü bu ağabeyimiz aynı zaman da Paradise Lost’un vokalidir. Açıkçası Bloodbath’te ortaya koyduğu performansı bir hayli beğenmiştim. Fakat Paradise Lost’u bu zamana kadar taşıyan adam hiç şüphesiz Greg Macintosh (kısaca Maci, daha da kısası iMac 128GB yeni nesil 4 çekirdekli işlemci… üff ne uzattım bu iğrenç espiriyi be!). The Plague Within’i deşme zamanı geldi.

Albüm, en üstte de belirttiğim gibi 2015 yılında çıkmıştır. Albümü dinlemeden önce albümün kapağı dikkatimi çekti. Mükemmel bir sanat icra edilmiş ve böylesi çizimleri Ghost’un albümlerinde görmeye alışığım, diye içimden geçirirken albüm kapağını tasarlayan sanatçının “Zbigniew M. Bielak” olduğunu öğrendim (yani Ghost için çizen mükemmel sanatçı). Albüm kapağına kafadan 10 verdim ama esas puan verilmesi kısım şimdi geliyor. Albüm iki farklı şekilde piyasada yer alıyor, normal 10 şarkılık sürüm ve 13 şarkılık “Deluxe Edition” olmak üzere. Ben Deluxe Edition versiyonunu aldım ve buna göre değerlendiriyorum. Albüm sound açısından benim beğenimi kazandı. Her enstrüman gayet net bir şekilde kulaklarınıza ulaşıyor. The Plague Within için yazılmış gitar riffleri tahmin edeceğiniz üzere öyle pekte hareketli ve ahaliyi coşturan cinsten değiller. Gothic Metal grubu olarak bilinse de Paradise Lost’un ilk çalışmaları Doom Metal ağırlıklıdır. Bu albümde de Gothic tınıların yanında yakın akrabası sayılan Doom Metal’in de ağırlığını duyuyorsunuz. Albüm için yazılmış riffler açıkçası beni çok etkilemedi. Tamam, bu türden öyle efsane çeşitlemeli riffler beklemek haksızlık olur biliyorum. Fakat, buna rağmen yine de öyle üst düzey besteler göremedim. Yani ortalama bir düzeyde besteler sizleri bekliyor albümde. Bas ve davulun birlikte olan duygusal bağını iyi bir şekilde yansıtıyor The Plague Within. Albümün ritmi genellikle düşük-orta hızda seyrediyor. Davul çeşitlemeleri ise benim beğenimi kazandı. Vokal kısmı ise beni tam bir hayal kırıklığına uğrattı. Açıkçası Bloodbath’teki vokal performansına hayran kaldığım Nick Holmes’un clean vokaldeki performansını pek beğenmedim. Yani daha çok akustik şarkılara gidecek türde bir clean sese sahip ağabeyimiz. Albümde brutal olarak da performans gösteriyor Nick, o kısımlar daha çok hoşuma gitti zaten. Klavye de var albümde ve ona not verecek olursam eh işte der geçerim.

Albüm açıkçası öyle bahsedildiği üzere pekte efsane bir albüm değil benim nazarımda. Ama albüm kesinlikle dinlenir yani, dinlenmez diye bir şey asla söylemem. Ama, hani bazı albümler vardır baştan sona dinlemek istersiniz haftada bir kere falan, The Plague Within öyle bir albüm değil bunu rahatça söyleyebilirim. Bir başka yazıda görüşmek üzere hoşça kalın.

Albüm Puanı: 7,5/10




Yorumlar