Merhaba dostlarım bugün albüm kritik yazı dizisine Metallica ile devam ediyoruz. Site de Metallica albümlerinin bir kaçının değerlendirmesini yapmıştım. Fakat eksiklikleri de gidermek lazım en nihayetinde. O yüzden Metallica’nın en sevdiğim albümlerinden 2.si olan (1. Ride The Lightning) “...And Justice For All” başyapıtının değerlendirmesini yapacağım.
“Justice” albümü Metallica için aslında birçok şey ifade eden bir albüm özelliği taşıyor. Clif’in ölümünden sonra yola devam kararı alan ve bu yola devamı “Jason Newsted” ile yapan Thrash Metal grubu tarihinin en efsane albümlerinden birini 1988 yılında çıkarmıştır. Justice, benim şu ana kadar duyduğum en sağlam metal albümlerinden biri oldu. Master of Puppets gibi metal müzik dünyasının en iyi albümlerinden birinden sonra ve yaşadığı büyük trajediden hemen sonra gelecek olan albüm açıkçası pekte iyi olmayacak gibi duruyordu. Fakat “Justice” hiçte öyle bir albüm olmadı (acı mı kamçıladı bunları ne olduysa artık). O halde “Al Pacino”nun müthiş filmi “And Justice For All”u…Şaka şaka, böyle bir film de var haberiniz olsun. Hadi gelin albümü deşelim birlikte.
Basgitar sesinden yoksun bir albümü ele alıyoruz, öncelikle bunu söylemek istedim. Metallica’nın iblis cücesi Ulrich’in dalavere ile bas sesini en dibe indirdiğini geçen yıl albümün prodüktörü açıklamıştı (sonra yazar neden Ulrich’i sevmiyor). Davul daha ön planda olsun diye yapılan bu hile aslına bakarsanız işe yaramıştır. Nitekim herkes Justice’deki davul sesini çok beğenir ve o beğenenlerden biri de benim. Fakat böyle bir hileye gerek var mıydı? Cevap, tabi ki hayır! Ama hakkını vermek lazım Ulrich belki de 9 stüdyo albümlük kariyerinde (Lulu denen saçmalığı ve cover albümlerini saymıyorum) davul çeşitlemesi konusunda Justice’te zirveye çıkmıştır. Zaten sonraki albümlerde çokta bir şey veremedi Ulrich (hatta canlı performanslarda 1993 yılına kadar iyi bir grafik sergilemiştir). James’in gitar riffleri yazma konusundaki inanılmaz yeteneği Justice’te de kendini belli ediyor. Özellikle albüme adını veren şarkı …And Justice For All baştan sona riff manyağı bir şarkıdır. Bu albüm aslında Metallica’nın son Thrash Metal albümüdür diyebiliriz. Çünkü sonraki albüm olan “Black” albüm Heavy Metal ve Hard Rock melezi olup, Black’ten sonrakiler de saldım çayıra mevlam kayıra türünden albümler olmuştur (Death Magnetic hariç). Kirk’in gitar soloları Justice’ile birlikte daha da melodik bir yapıya bürünmüştür. Hız konusunda hiçbir zaman kasmayan amcamız Justice’de de öyle bir derde düşmemiştir. Albümün hız yönünden en gaz şarkısı olan “Dyers Eve”de en hızlı ritmini yakalamıştır. Basgitardan bahsetmek istiyorum ama albümde duyulan bir bas sesi yok maalesef. Bas konusunu grubun “Live Shit” 1988 konserinden dinleyerek buraya notlar düşmek istedim. Jason, gerçekten muazzam şeyler yapmış Justice’teki şarkılar için. Özellikle albümün yürek kabartan şarkısı “To Live is To Die”daki performansına şapka çıkartmak gerekir (bir bölümünü çalsalar da). James’in vokali ise Master’dan sonra da yine aynı şekilde öfkeli bir biçimde Justice’te yer alıyor. James’in bu albüme kadar olan vokal sesini çok beğeniyordum. Bu albümden sonra kendisinin de sıkça dile getirdiği üzere “So What”ı söylerken sesini kaybetmesiyle, o vahşi ses yerini daha yumuşak bir sese bırakmıştır.
Albümde ki en zayıf şarkı bana göre “The Shortest Straw”dır. Aslında sıkça dinlerim bu şarkıyı. Eğer Justice albümünü baştan sona dinlemeye karar verdiysem bu şarkının maalesef pekte hayranı olamıyorum. Ondan hemen sonraki mükemmel “Harvester of Sorrow” çok daha cezbedici duruyor. Bu albümden “One”a klip çekmiştir Metallica ve bu da grubun ilk video klipi olmuştur. Benim albümdeki en en en çok sevdiğim şaheser ise kesinlikle “…And Justice For All’dur”. Her dinlediğim de “vay be” dedirtiyor. Evet, dostlarım sizlerle bir Metallica şaheseri olan “…And Justice For All”u irdeledik. Bir başka yazı da görüşmek üzere hoşça kalın!
Albüm Puanı: 9/10
“Justice” albümü Metallica için aslında birçok şey ifade eden bir albüm özelliği taşıyor. Clif’in ölümünden sonra yola devam kararı alan ve bu yola devamı “Jason Newsted” ile yapan Thrash Metal grubu tarihinin en efsane albümlerinden birini 1988 yılında çıkarmıştır. Justice, benim şu ana kadar duyduğum en sağlam metal albümlerinden biri oldu. Master of Puppets gibi metal müzik dünyasının en iyi albümlerinden birinden sonra ve yaşadığı büyük trajediden hemen sonra gelecek olan albüm açıkçası pekte iyi olmayacak gibi duruyordu. Fakat “Justice” hiçte öyle bir albüm olmadı (acı mı kamçıladı bunları ne olduysa artık). O halde “Al Pacino”nun müthiş filmi “And Justice For All”u…Şaka şaka, böyle bir film de var haberiniz olsun. Hadi gelin albümü deşelim birlikte.
Basgitar sesinden yoksun bir albümü ele alıyoruz, öncelikle bunu söylemek istedim. Metallica’nın iblis cücesi Ulrich’in dalavere ile bas sesini en dibe indirdiğini geçen yıl albümün prodüktörü açıklamıştı (sonra yazar neden Ulrich’i sevmiyor). Davul daha ön planda olsun diye yapılan bu hile aslına bakarsanız işe yaramıştır. Nitekim herkes Justice’deki davul sesini çok beğenir ve o beğenenlerden biri de benim. Fakat böyle bir hileye gerek var mıydı? Cevap, tabi ki hayır! Ama hakkını vermek lazım Ulrich belki de 9 stüdyo albümlük kariyerinde (Lulu denen saçmalığı ve cover albümlerini saymıyorum) davul çeşitlemesi konusunda Justice’te zirveye çıkmıştır. Zaten sonraki albümlerde çokta bir şey veremedi Ulrich (hatta canlı performanslarda 1993 yılına kadar iyi bir grafik sergilemiştir). James’in gitar riffleri yazma konusundaki inanılmaz yeteneği Justice’te de kendini belli ediyor. Özellikle albüme adını veren şarkı …And Justice For All baştan sona riff manyağı bir şarkıdır. Bu albüm aslında Metallica’nın son Thrash Metal albümüdür diyebiliriz. Çünkü sonraki albüm olan “Black” albüm Heavy Metal ve Hard Rock melezi olup, Black’ten sonrakiler de saldım çayıra mevlam kayıra türünden albümler olmuştur (Death Magnetic hariç). Kirk’in gitar soloları Justice’ile birlikte daha da melodik bir yapıya bürünmüştür. Hız konusunda hiçbir zaman kasmayan amcamız Justice’de de öyle bir derde düşmemiştir. Albümün hız yönünden en gaz şarkısı olan “Dyers Eve”de en hızlı ritmini yakalamıştır. Basgitardan bahsetmek istiyorum ama albümde duyulan bir bas sesi yok maalesef. Bas konusunu grubun “Live Shit” 1988 konserinden dinleyerek buraya notlar düşmek istedim. Jason, gerçekten muazzam şeyler yapmış Justice’teki şarkılar için. Özellikle albümün yürek kabartan şarkısı “To Live is To Die”daki performansına şapka çıkartmak gerekir (bir bölümünü çalsalar da). James’in vokali ise Master’dan sonra da yine aynı şekilde öfkeli bir biçimde Justice’te yer alıyor. James’in bu albüme kadar olan vokal sesini çok beğeniyordum. Bu albümden sonra kendisinin de sıkça dile getirdiği üzere “So What”ı söylerken sesini kaybetmesiyle, o vahşi ses yerini daha yumuşak bir sese bırakmıştır.
Albümde ki en zayıf şarkı bana göre “The Shortest Straw”dır. Aslında sıkça dinlerim bu şarkıyı. Eğer Justice albümünü baştan sona dinlemeye karar verdiysem bu şarkının maalesef pekte hayranı olamıyorum. Ondan hemen sonraki mükemmel “Harvester of Sorrow” çok daha cezbedici duruyor. Bu albümden “One”a klip çekmiştir Metallica ve bu da grubun ilk video klipi olmuştur. Benim albümdeki en en en çok sevdiğim şaheser ise kesinlikle “…And Justice For All’dur”. Her dinlediğim de “vay be” dedirtiyor. Evet, dostlarım sizlerle bir Metallica şaheseri olan “…And Justice For All”u irdeledik. Bir başka yazı da görüşmek üzere hoşça kalın!
Albüm Puanı: 9/10
Yorumlar
Yorum Gönder