Herkese iyi cumartesileri! Hafta sonuna geldiğimiz göre geçmişe dönebilir ve siteye yazmadığım, içinde bulunduğumuz yıla ait olmayan albümleri yazabilirim. Ya da daha önce siteye yazmış olduğum fakat sonrasında yazımdan hoşlanmadığım albümleri yeniden kaleme alabilirim. Bugün aslında farklı bir grubun albümünü yazacaktım. Fakat geçenlerde 2015 yılında siteye yazmış olduğum, 1997 yılında çıkan “Gorgoroth”un “Under The Sign of Hell” albümüne yorum yapan bir takipçimizin isteğini vakit kaybetmeden yerine getirmek istedim. Her ne kadar albümü yazacağım desem de daha önceden arkadaşımızın istediği albümü siteye yazdığımı fark ettim. Kendisi muhtemelen geçmiş yazılara göz atmadığı veya aratmadığı için denk gelmemiş olabilir. Fakat olsun. Bu, benim için de bu albümü yeniden elden geçirme şansını doğurmuş oldu. Sitenin görüntüleme sayıları bir hayli iyi olsa da yorum yapan pek kişi olmadığı için, yorum yapan dostumun isteğini geri çevirmek gibi bir şey yapmak istemedim ben de. Benim için yazıların okunması büyük motivasyon kaynağı olsa da yorum yapıldığı zaman da hoşuma gitmiyor değil. Bu yüzden bugün de benim Black Metal tanrım olan Gorgoroth’un 2009 yılında çıkardığı “Quantos Possunt ad Satanitatem Trahunt” albümünden sizlere yeniden ve daha iyi bir şekilde söz edeceğim. Diğer taraftan eğer “Özel Yazı” dizisi olan “Hepsini Dinledim” yazılarını da takip ediyorsanız, Gorgoroth’a da orada oldukça geniş bir şekilde yer vermiş ve genel olarak grup hakkındaki düşüncelerimi paylaşmıştım. Özel Yazı dizisi 10 yazıdan oluşacak bir yazı dizisi. Şu ana kadar 6 tanesini yazdım. Geriye kalan 4 yazıyı da çok zaman geçirmeden siteye ekleyeceğim. Şimdi yavaş yavaş albümün detaylarına inelim.
Gorgoroth, dendiği zaman benim için gerçekten de bir tanrıyı ifade ediyor. Birkaç tanrının bir araya gelip oluşturduğu ulu bir tanrı fenomeni gibi bir şey. Çünkü ben Black Metal dinlemeye bu grubu keşfettiğim zaman başladım. Daha doğrusu Black Metal’e olan bütün ön yargılarımı bu grupla kırıp adeta cehenneme inmek için milletin önüne geçmeye çalıştım. Bir anda kendimi hiç bilmediğim bir türün müridi olarak buldum. Sabah akşam Gorgoroth dinliyordum. Özellikle “Ad Majorem Sathanas Gloriam” albümü benim için bir tapınma albümü gibi bir şey olmuştu. Zaten Gorgoroth’u da bu albümdeki “Prosperity and Beauty” şarkısının canlı performansını izleyerek keşfetmiş ve bir daha da dinlemeyi bırakmamıştım. Gerçekten de hayatımızda böylesine ufak nüanslar büyük ve etkileyici sonuçlara yol açabiliyor. Üniversite yıllarımın başında keşfettiğim Gorgoroth’u dinlemek ve bu grup hakkında bir şeyler okumak veya yazmak benim en zevk aldığım şeylerden oldular. Belgesellerini izlemek, kısa röportajlarını izlemek, yazılan yazıları okumak… Çünkü Gorgoroth ile Black Metal’in gerçek anlamda büyülü dünyasına girmiş oldum ve bu grup sayesinde bugün yüzlerce muazzam grup keşfettim ve keşfetmeye de devam ediyorum. Kolumda belki Gorgoroth dövmesi yok ama Gorgoroth sayesinde dinlemeye başladığım Black Metal gruplarından birinin dövmesi var. Gorgoroth, Black Metal’in neden Norveç’ten peyda olduğunun ve neden Norveç Black Metali’nin tüm dünya Black Metali’ni etkilediğinin en büyük kanıtıdır. Elbette grup birçok çalkantılı dönemlerden geçmiştir. Bir ara hiç müzik yapmamışlardır. Hatta yine o dönemdeyiz de diyebilirim aslında. 2015 yılında çıkardıkları “Instinctus Bestialis”ten bu yana 9 yıl geçti ve hala yeni bir albümün ışığını ufukta göremiyoruz. Bazen söylentiler çıkıyor ama onlara da artık kulak asmıyorum. En kesin bilgiyi yine Gorgoroth’un kendisinden alacağız.
Bana sorarsanız grubun en iyi albümü olarak Ad Majorem Sathanas Gloriam’ı gösteririm ben ve hep bu albümü göstereceğim de (yeni bir albüm çıkar ve çok daha muazzam bir şey olursa onu bilemem). Fakat herkes için bu böyle değildir. Gorgoroth’un bana göre yaptığı en iyi işlerden birisi de gerçekten birçok Black Metal dinleyicisinin gönlünde taht kuracak albümler yaparak, herkesi bir şekilde etkilemeyi başarmış olmasıdır. Konumuz olan Quantos Possunt ad Satanitatem Trahunt’a geldiğimiz zaman ise yine dinlerken iyi zaman geçirdiğim bir Gorgoroth albümü olduğunu belirtmek isterim. Fakat bana göre bu zamana kadar dinlediğim etkileyiciliği zayıf Gorgoroth albümlerinden birisidir. Bütünsel olarak albümü baktığımda pek de iç açıcı şeyler görmüyorum. Black Metal’in DNA’sını taşıyan bir albüm olsa da yaratıcılık konusunda ve Gorgoroth’un yıllardır bizlere enjekte ettiği o dehşet ve kaotik atmosferi bu albümde ben bulamadım. Yıllardır dinlerim ama hala bu albümün yarım yarım şarkılardan oluşan ve bir şekilde çıkmış bir albüm olarak görürüm. Infernus’un bu zamana kadar Gorgoroth ile yaptıklarına şahit olmuş biri olarak bu albümde ortaya koyduğu riff yazımları ve genel atmosferi vasat ve vasatın biraz üstü olarak değerlendirebiliyorum. Elbette tekil anlamda şarkıları ayırdığımızda birkaç şarkının gönlümü okşadığı aşikâr. “Prayer ve Human Sacrifice”ı dinlemekten keyif alıyorum. Diğer şarkılar ise bana hep aynı tadı verdiler. Bir de bu albümde temponun genel olarak pek hızlı olmaması bence büyük dezavantaj olmuş. Infernus’un daha hızlı tempolara ait, blast beatlerin kulaklarımızda çınladığı şarkılar yapmasını isterdim. Norveç Black Metal’inin Heavy Metal albümünü dinliyormuşum gibi bir his oluyor bu albümü dinlediğimde. Belki çok saçma bir benzetme oldu ama aklıma hep bu garip benzetme geliyor. Prodüksiyon işinde iyi iş çıkarmış olsa da benim beklentim çok iyi bir prodüksiyona sahip Gorgoroth albümü dinlemek olmadı hiçbir zaman. Evet, çok kötü de olmasın ama çiğ bir sounda sahip Gorgoroth albümü dinlemekten de bir beyiz duymam.
Gorgoroth'un diskografisinde bana göre ortalama bir albüm olarak yerini aldı Quantos Possunt ad Satanitatem Trahunt. Bu albüme Gorgoroth’un en iyi işlerinden biri diyebilmeyi çok isterdim fakat öyle bir şey mümkün değil. Dediğim gibi benim için her zaman en iyi Gorgoroth albümü Ad Majorem Sathanas Gloriam olacak. Tek bir şarkının bile kötü olmadığı, baştan sona epik kelimesinin tanımı olarak kalacak. Quantos Possunt ad Satanitatem Trahunt ise arada açıp, içinden birkaç şarkı dinleyeceğim bir Gorgoroth albümünden öteye gitmedi.
Albüm Puanı: 6,5/10
**Yeniden yazılma tarihi: 9 Mart 2024 / Cumartesi
Yeni yazdığınız kritik için ne kadar teşekkür etsem az. Sitenizi birkaç aydır takip ediyorum ve geçen Under The Sign Of Hell altına yazdığım yorumumdan sonra beni kırmayıp bu albüme (yeniden) inceleme yazmanız beni gerçekten çok mutlu etti. Sitede bu albümü daha önce yazmanız konusunda da daha önce bu albümü arama kısmından aratmıştım fakat bulamamıştım. Sitenin arama kısmında veya bende bir hata mı var bilmiyorum ama Ad Majorem Sathanas Gloriam albümünü de aratma sonucu bulamamıştım, şans eseri eski incelemelerinizi okurken karşıma çıkmıştı. Bu albümü de dolayısıyla bulamamıştım; ama yine de sizin bu albümün incelemesini yeniden yazmanız beni gerçekten sevindirdi, teşekkür ederim. Albümün kendisine gelecek olursak düşüncelerim sizin yazdıklarınız ile paralellik gösterse de 6.5'un bu albüm için biraz az olduğunu düşünüyorum. Genel olarak diğer Gorgoroth albümlerine göre daha steril, ama yine de içerisinde sağlam şarkılar ve fikirler barındırıyor. Özellikle Prayer, New Breed ve Satan Prometheus şarkıları baya güzel. 7, 7-5 civarının daha uygun bir puan olduğunu ve 2015 te çıkan Instinctus Bestialis'ten daha iyi bir albüm olduğunu düşünüyorum. Tabiki bunlar kişisel görüşlerim ve sonuna kadar tartışmaya açık. Yine de bu güzel inceleme için size teşekkür ederim :).
YanıtlaSilTekrar selamlar! Yorumun için bir kez daha teşekkür ederim ben de. Dediğin gibi aslında buraya yazdığım her albüm değerlendirmesi benim kişisel puanlamama tabi oluyor. Yani aslında herkes kendi puanını kendisi veriyor bir şekilde ve ben sadece albümün bana hissettirdiklerini burada paylaşmış oluyorum. Diğer taraftan sitenin iskeleti Google Blogger üzerine. Arama motorunun lideri olan Google ne yazık ki burada biraz kötü bir iş çıkarmış. Sitede bir şey aratınca bazen karşımıza çıkmıyor fakat alt tarafta "diğer yayınlar" sekmesine tıklayarak bir sonraki sayfada bulabiliyorsunuz. Bu, tamamen Google'ın veri tabanı yönetimi ile ilgili ne yazık ki. Son olarak da Ad Mojorem Sathanas Gloriam albümünü zamanında büyük bir amatörlükle siteye yazdım ve onu da gelecek hafta sonu elden geçirip, hak ettiği değer vereceğim. Teşekkürler tekrar!
SilSabırsızlıkla bekliyorum ve hakkını vererek yazacağınızdan hiç şüphem yok.
Sil