Albüm Kritik 44 (Thrown to The Sun-Out of Themselves Things Will Come)


Merhaba dostlarım bugün Türk metal gruplarının en iyilerinden biri olan Thrown to The Sun’ın yeni albümü olan “Out of Themselves Things Will Come”’ı sizler için değerlendiriyor olacağım. Of Oceans and Raindrops’u 2011 yılında yayınlayan grup, bu albüm için hiçbir kötü eleştiri almadılar ve bunun akabinde birçok eleştirmen tarafından yılın en iyi yerli metal albümü unvanını aldı albüm. Bence de ilk albüm bütün övgüleri hak etmişti ki Türkiye’de yapılan en kaliteli metal çalışmalarından biri olduğu hiç şüphe götürmeyen bir gerçek. Ben de Thrown to the Sun’ı 22 Haziran 2014’te ki Hi-Voltage’da dinleme fırsatı bulmuştum ve canlı performansları harikulade idi ve bu yeni albümlerini de canlı bir şekilde dinlemeyi çok istiyorum. Evet, bu kadar gevezelik yeter şimdi ismi bir hayli uzun olan albüme şöyle bir göz atalım ve yazı boyunca bu albüme kısaca “Out of Themselves” diyeceğim arkadaşlar.
Ekstrem Death Metal türü olarak adlandırılıyor grubun yaptığı çalışmalar ve progresif bir yanı olduğundan da söz edebiliriz. İkinci albümde yine bu tarzda çıkmış bir albüm olmuş. Albümün çıkmasına yakın bizlerle “Gnomon” adlı şarkıyı, şarkı sözü videosu şeklinde sunmuştu grup ve şarkıyı öyle çok beğendim ki neredeyse her gün 5-6 defa dinlemekten kendimi alamıyordum. Şarkı tek başına efsaneyse albümü düşünemiyorum diyordum kendi kendime ve nitekim de Thrown to The Sun’da şaşırtmadı yine üst düzey kalitede bir albüm ile metal müzik severlerin gönüllerini fethettiler. İlk albüm de vokalde Enver Yılmaz ile yola çıkan grup, Out of Themselves’te ise Başer Çelebi ile devam etme kararı almış. İlk albüm kritiğinde Enver’i gürültülü vokalde beğendiğimi fakat temiz vokalde yeterince iyi olmadığından bahsetmiştim ve Başer hem gürültülü hem de temiz vokalde oldukça iyi iş çıkarmış yeni albümde. Albüm zaten baştan sona kalite kokuyor buram buram ve prodüksiyon seçimi bunun en önemli nedenlerinden biri olsa gerek. Enstrümanların sesi gayet net her sesi rahatlıkla duyabiliyorsunuz araya kaynayan hiçbir riff yok dostlarım. Albümün en vurucu enstrümanı davul olmuş bana göre gerçekten çok iyi bir iş çıkarmış Batuhan Bekmen. Şarkılarda klavye sesini de duyuyoruz bu da şarkılara ayrı bir hava katmış.Albümdeki rifflere zaten diyecek tek bir kötü sözcük bile yok, zeki müzisyenlik ürünü her bir riff ! Albüm toplam 12 şarkıdan oluşuyor. Gnomon açılış şarkısı olarak yer bulmuş kendine. Bence olması gerekende buydu zaten inanılmaz gaz bir şarkı özellikle şarkının ikinci kısmı olarak saydığım kısım (3.08 civarı başlayan ataktan bahsediyorum) gerçekten adrenalin patlaması yaşatıyor. Albümdeki bütün şarkılara teker teker hayran kaldım dostlarım fakat elbette en sevdiklerim olarak adlandırdıklarım bir adım öne çıkıyor benim için. “Gnomon”, “Fatigue”, özellikle “In Signs,In Patterns”, “Havens Echo”, “Maladies to Be Cured”, “Jocasta” “Out of Themselves” yani neredeyse albümün tamamı benim favori şarkılarım oldu arkadaşlar. Thrown to the Sun ilk klipini ise Maladies to Be Cured adlı şarkıya çekti ve klipte gayet başarılı olmuş ki zaten aşağıda izleyebilirsiniz sizlerde.
Ülkemizde de yavaş yavaş kaliteli işler yapılmaya başlandı fakat sanırım bunlardan en iyisi Thrown to the Sun. Çünkü Thrown to The Sun’ın yaptığı işler sadece bu ülkede ilerlemek adına değil aslında, yurtdışını da düşündükleri yaptıkları albümlerle belli oluyor. Açıkçası Avrupa’daki dev metal müzik festivallerinde Thrown to The Sun’ı görmeyi çok isterim ve bu hiçte olmayacak iş değil. Albüm başta iTunes olmak üzere Spotify ve Bandcamp gibi dijital platformlarda var. Alın dinleyin arkadaşlar desteğinizi bu harika grubun müthiş albümünden esirgemeyin ki biz de bir Download festivalinde Thrown to The Sun’ın ismini görme fırsatı yakalayalım ve göğsümüz kabara kabara gezelim. Yazacaklarım bu kadar ben albümü dinlemeye gidiyorum dostlarım siz de geç olmadan bu iyiliği kendinize yapın ve hoşça kalın!

Albüm Puanı : 10/10



Yorumlar