Herkese selamlar! Geriye dönüp, eskiden berbat bir şekilde yazdığım albümleri elden geçirmeye devam ediyorum. Artık bu işe daha da önem vermem gerekiyor. Malumunuz artık albüm kritik yazılarını sesli bir şekilde, podcast kaydı olarak
Spotify ve
YouTube üzerinden de yayınlıyorum. Eğer henüz bunu bilmiyor ve bilip de dinlemiyorsanız bu beni üzer. Şaka şaka üzmez. Fakat siz yine de bir bakın. Bugün, geriye dönüp 24 numaralı albümü elden geçirecektim güya. Fakat podcast kayıtlarını yaparken ne yazık ki 10 numaralı albümü tekrardan elden geçirmediğimi fark ettim. Bu yazının başlığı normalde “Let There Be Blood” olacaktı. Fakat ben bunu da değiştirmek istedim. Çünkü Let There Be Blood’ı yazarken
Exodus hakkında çok bir fikir sahibi değildim. Aynı zamanda bu fikirsizliğime çanak tutarcasına hiç araştırmadan yazmışım albümü. Halbuki Let There Be Blood, Exodus’un ilk stüdyo albümü olan “Bonded by Blood”ın elden geçirilmiş ve ufak tefek eklemeler yapılmış halidir. O yüzden de ben de Let There Be Blood yerine yazıyı tamamen değiştiriyor ve Amerikan Thrash Metal grubunun ilk albümü “Bonded by Blood”ı baştan yazıyorum. Bu şekilde çok daha içime sinmiş olacak ve 10 numaralı podcast kaydını da bu yazıyı okuyarak yapmış olacağım. Şimdi gelelim bu değerli albümün bana hissettirdiklerini sizlerle paylaşma işine.
Exodus'u hiçbir zaman çok dinlemedim. Hatta Exodus genelde de aklıma gelen bir grup da değildir. Fakat garip bir şey var ki o da grubun ilk albümünü ne zaman dinlesem kanım çok acayip bir şekilde kaynıyor ve bu albümü dinlemekten de kendimi alamıyorum. Hatta şunu da çok rahat bir şekilde diyebilirim ki Thrash Metal adına çıkmış olan en etkileyici albümlerden birisi kesinlikle Bonded by Blood’tır. Bonded by Blood’ın bu denli etkileyici olmasını anlamaya çalıştım. Bir süre gerçekten bunun üzerine düşündüm. Metallica’nın “
Kill’Em All”u, Slayer’ın “Show No Mercy”si benim için her zaman Thrash Metal’in o hanedanlık dönemini temsil eder. Bu iki albüm de Thrash Metal’in doğuşunda büyük rol oynamışlardır. Fakat hesaba katmadığım Exodus’un Bonded by Blood’ı da bu ikilinin arasına sokmam lazım. Bu bir gereklilik. Bonded by Blood, safkan bir Thrash Metal albümü ve yer yer Show No Mercy’den bile daha iyi olduğu sekansları olan bir dehşet eseri. Exodus’un Thrash Metal camiasına gerçekten bu denli sağlam girmesi, Thrash Metal’in de zamanın ilgi çekici türü olması ile bu türe olan ilgiyi de arttırmıştır. Saçma sapan bir şekilde Exodus’u “The Big 4”a dahil etmeyip de “
Anthrax” gibi bir grubu dahil etmek büyük bir şuursuzluk örneği geliyor bana. Anthrax severler bana ihtar çekmesin şimdi ama Exodus’un sadece Bonded by Blood albümü Anthrax’in bütün diskografisini yerle yeksan eder. Diğer taraftan bu The Big 4 her daim tartışma konusu oldu zaten. Neyse bizim konumuz bu değil.
Bonded by Blood’ın içinde yer alan her şarkı (No Love denilen absürt, akustik, enstrümental şarkı hariç) inanılmaz derecede iyiler. Her bir şarkıyı oluşturan riffler öylesine kallavi ki albümü dinleyip de gaza gelmeyen, kafa sallamayan ve tüyleri diken diken olmayan bir Thrash Metal dinleyicisi düşünemiyorum. Sadece Thrash Metal de değil, diğer birçok türü dinleyen Metal severler de bu albümü dinlediklerinde şoke olacaklardır. Bakın sadece “Metal Command”in hiçbir notaya basılmadan giriş yapan o introsu dahi hass… dedirtiyor. 9 şarkıdan oluşan bu albüm baştan sona bir Thrash Metal dersi niteliği taşıyor. Eğer Thrash Metal dinlemeyi seviyor ve bu müzik türünde bir şeyler üretmek istiyorsanız bu albümü dinlemeden o işlere kalkışmayın derim. Çünkü Bonded by Blood aynı zamanda bu müziğin vizyonunu ve dinamiğini çok iyi bir şekilde dinleyenlere veriyor ve ruhlarına enjekte ediyor. Davulda “Tom Hunting”, bas gitarda “Rob Mckillop”, baş gitarda “Gary Holt”, vokalde “Paul Baloff” (2002 yılında aramızdan ayrıldı) ve gitarda “Rick Hunolt” ile kaydedildi Bonded by Blood. Gary Holt’un ve Rick Hunolt’un müziklerini yazdığı ve bazı şarkıların da sözlerine katkıda bulunduğu bu albüm tam anlamıyla bir gitar şöleni. Hem riffler hem de gitar soloları muazzam derecede iyiler. Davul ve bas gitar da bu muazzamlıklara aynı derecede eşlik ediyorlar. Fakat esas vurucu nokta benim için merhum Paul’un o çığlıklarla dolu vokal performansıdır. İnanılmaz. Tek kelimeyle bunu demek istiyorum.
Exodus, Bonded by Blood ile neden adından bu kadar söz ettiren bir grup haline geldiğini aslında çok net bir şekilde gösteriyor. Bir yandan da grubun diskografisinde bir ya da iki kötü albüm var. Genel olarak hep iyi albüm yazmayı başarmış bir grup Exodus. Fakat ne olursa olsun Bonded by Blood her daim bu grubun mihenk taşı olarak kalacaktır. Dinlediğim her an tüylerim diken diken oluyor. Bugün, geriye dönüp 1985 yılında çıkmış olan şaheser Bonded by Blood’dan sizlere söz ettim. Bu albümü dinlemediyseniz eğer daha fazla bu kötülüğü kendinize yapmayın ve enerjinizi tavan yapmaya hazırlanın.
** Yeniden yazılma tarihi: 9 Mart 2025 / Pazar
Albüm Puanı: 10/10
Yorumlar
Yorum Gönder